“Birleşmiş Milletler barışı ve güvenliği sağlayarak insanlığa hizmet eder” söylemiyle kurulmuş ve 5 emperyalist devletin kalkanı haline gelen katliamları meşru kılan zalim bir örgüt olduğu 24 Şubat’tan itibaren tescillenmiştir.
Bizim halk dilinde çok kullandığımız ve BM’nin “Birlikten güç doğar” dediği sözler 24 Şubat’tan itibaren BMGK’da bu söz anlam ve manası değiştirerek “Birlikten katliam doğar” olarak hafızalara kazınmıştır.
Birbirilerini korumak ve uluslar arası hukuku çiğnemek üzere kurulduğunu düşündüğümüz emperyalist oldukları kadar işgalci ve zalim olan bu beş devlet, öyle bir mekanizma kurmuşlar ki, sırasıyla yaptıkları zulümleri, katliamları meşru kılacak kadar birbirilerine sıkı sıkıya bağlı bir yapıdalar. Bu BMGK eğer dediğimiz gibi değilse şayet, nasıl oluyor da şikayet edilen ülke yaptıkları katliamda daimi üye sıfatıyla yaptığı katliamları veto edebiliyor? Bu danışıklı dövüşte gördük ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın dünya beşten büyüktür sözü kendisini bir kez daha haklı kılmış ve bu yapının değişmesi zarureti hasıl olmuştur.
Dünyanın gözleri önünde yapılan işgal ve zulümler karşısında Birleşmiş Milletler’in NATO’nun Avrupa İnsan Hakları Mahkemelerinin bu çürük ve köhne yapıları sustukça zalim Rusya gittikçe cesaretlenmektedir. Danışıklı dövüş halinde olan zalim ve emperyalist devlerin bu suskunluğu hayra alamet değildir. Bu suskunluk ve vurdumduymazlık bizi Ukrayna’yı Rusya’dan sonra da Batı’nın Koalisyon Kuvvetleri işgal eder mi noktasında kuşkulandırmaktadır. Hatırlanacağı gibi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, Afganistan’da mağlup ve perişan olarak çekilip gidince bu defa diğer emperyalist ve işgalci kuvvet olan BM’nin Koalisyon Güçleri buraya girerek o kahraman mücahitleri 40 parçaya bölüp Afganistan’ı bitirdiler. Kardeş Afganistan toprakları, bugün bile hala zulüm altında inlemekte ve ötekileştirilmiş durumdalar.
Saldırgan ve işgalci Putin Rusya’sına ekonomik yaptırımlar uygulayacaklarını haber veren Batılı emperyalistler ve BM’nin daimi üyeleri, Putin’in 2014’te Kırım’ı işgal ve ilhak ettiğinde böyle bir ekonomik yaptırımları tavizsiz şekilde tatbik etmiş olsalardı bugün açıkladıkları yaptırımlar belki caydırıcı olurdu. Vaktiyle bu yapılmadığı için Putin, Ukrayna için yükselen kınama ve yaptırım seslerini kuru gürültü olarak yorumluyor, suskun dünyanın gözleri önünde katliamlarına ha babam, de babam diyerek devam ediyor.
24 Şubat Ukrayna işgali karşısındaki çaresizlik içinde kıvranan BM, AB, AİHM ve NATO gibi Batılı örgütler eğer kasıtlı olarak susmuyorlarsa yapılarını ve kuruluş amaçlarını hatta tüzüklerini kökten sorgulama zaruretleri hasıl olmuştur. Düşünün Türkiye’de tutuklu olan bazı casusluk yapan, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü parçalamak isteyen bu yüzden tutuklanan bazı bölücü gafiller için ikide bir Ankara’ya parmak sallayan İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa Parlamentosu veya Avrupa Konseyi’ne göre 42 milyonluk Ukrayna halkı acaba iki terör suçlusu kadar etmiyor mu?
Ey zulme ve işgale karşı sessiz kalan ABD, BM, AB, AİHM ve NATO niçin susmaktasınız? Merak ediyorum sizdeki bu suskunluk ve iki yüzlülük hangi yeni katliam ve işgalin müjdecisi! Yoksa Rusya ile anlaşıp, belli bir noktadan sonra siz de oraları mı işgal edeceksiniz?
ABD, BM, AB, AİHM ve NATO’nun yolunda ilerleyen ve Rusya’nın işgalini kınamayan bizim muhalefet partilerine de bir çift sözümüz var.
Ey ABD, BM, AB, AİHM ve NATO’dan medet uman muhalefet partileri! Mehmetçik, Suriye ve Irak’ta meşru müdafaa yolunda bölücü hainleri kovalarken Tayyip Erdoğan’ı “Neo Osmanlıcılık”la suçlayanlar, neden “Neo Çarlık” veya “Neo Sovyet” sevdalısı Putin’i işgal ve ilhaklardan dolayı kınamıyor, topraklarını savunuyor diye kendi kendinizi teselli ediyorsunuz?
Unutmayın ki zulüm karşısında susan dilsiz şeytandır. Eğer dilsiz şeytan olmak istemiyorsanız dünyanın beşten büyük olduğunu haykırın. Ağaç için, hendek için hayvanlar için sokağa döküldüğünüz tiyatrolaştırılmış olaylar kadar Ukrayna’dan yapılan katliam ve işgaller hiç mi ilginizi çekmiyor, vicdanınızı sızlatmıyor. Türk olduğunuzu hatırlayın, titreyin kendinize gelin. Zulüm karşısında susan dilsiz şeytan olmayın