Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede sıralanan suça konu 197 eyleme ait kayıtlarda çete üyelerinin konuşmaları ve kan donduran yeni ifadeleri yer aldı.
Yenidoğan Çetesi çökertildi ancak gündeme yeni gelişmeler gelmeye devam ediyor.
12 masum bebeğin ölümüne yol açan ve tüm Türkiye’yi sarsan çetenin haberleşme kayıtları ortaya çıktı. Daha önce ortaya çıkan kayıtlar gibi yeni gelenlerin yine kan dondurduğu görüldü…
Ortaya çıkan kayıtlar, yaşanan acı tabloyu gözler önüne serer nitelikte. Kayıtlarda çete üyelerinin; bebek ölümlerine kayıtsız kaldıkları, bebekler ölürken aralarında şakalaştıkları, tamamen para kazanmak için bu eylemleri sergiledikleri, bebek ölümlerinden rahatsız olmadıkları, gerçek ölüm nedenlerini gizlemeye çalıştıkları, dinlenme ihtimallerine karşı da önlem aldıkları görüldü.
İşte çetenin kan donduran konuşmaları:
“BU NORMAL BİR DENETİM DEĞİL”
“A.K: Denetim geldi mi sana diyecektim.
Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Geldi. Bu çocuk entübe gözüküyor sistemde.
A.K: Benim burada üç koli dosya vardı, iyi ki onları fark etmediler.
Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Bu normal değil. Ben on beş yıldır çalışıyorum. Hayatımda böyle bir denetime girmedim. Cezalık bir şey değil. Ceza kesmek istediğinde gelir iki tane şeye bakar cezasını keser, parasını alır, çıkar gider.
A.K: Doğukan sence sadece Fırat Hoca’nın işletmelerine mi yapıldı?
Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Sanmıyorum. Fırat Hoca bu kadar önemli bir insan değil. İstanbul’da bu kadar koordineli bir iş yapmazlar.”
FIRAT SARI VE İLKER GÖNEN’İN KONUŞMALARI
Bebek bir hastanın durumuyla ilgili örgütün başında oldukları değerlendirilen şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen’in konuşmalarıysa iddianamede şu şekilde yer buldu:
İlker Gönen: Şimdi Serenay beni aradı. Sabah beş buçukta diyalize giren var ya, o ölecek ben diyalizi yandan takmak zorunda kaldım. İlk çalıştı sonra çalışmayı durdurdu.
Fırat Sarı: Durdu ha.
İlker Gönen: Ölecek zaten çocuk. Beş buçukta damar yolu gitmiş, Serenay damar yolu için gelmiş. Satılmış niye geliyorsun diye kızmış.”
“HAHAHA, AİLEYE KÖTÜLEŞTİ DİYE HABER VERDİK”
İddianamede, hayatını kaybeden bir bebekle ilgili Hemşire Çağla Durmuş ve Dr. İlker Gönen’in konuşmaları da yer aldı. Konuşmalar şöyle:
Çağla Durmuş: Hocam Karakoç ex. Şu anda şey, kalp tepe atılması seksen, satürasyonu otuz ama o seksen adrenalinle yani.
İlker Gönen: Adrenalinle, tamam yapacak bir şey yok.
Çağla Durmuş: Aynen öyle ölüm morlukları falan da oluştu.
İlker Gönen: Tamam.
Çağla Durmuş: Aileye de kötüleşti diye haber verdik şimdi şu adrenalin etkisi geçene kadar kapattım kuvözün entübe… Makinada birazdan ex kabul ederiz yani.
İlker Gönen: Hahaha, neyse bir şey diyecektim de…
İlker Gönen: Aspirasyondan mı öldü yani?
“ONUN ÖLECEĞİ BELLİYDİ”
Çağla Durmuş: Yani, ya zaten rengi falan iyi değildi, onun öleceği belliydi ama şey yani aspire etmiş.
İlker Gönen: Sabah gördük hayvan gibi ağlıyor, tamam rengi kötüydü ama.
Çağla Durmuş: Onun bir o süreci kaybetmişiz yani biz, dönebilme sürecini.
İlker Gönen: Uff tamam, yapacak bir şey yok yani.
İlker Gönen: Hah yani neyse Dursun abiyi gönderme. Aile gelene kadar tamam mı?
Çağla Durmuş: Tamam. Ben dosyada kötüleşip entübe olmuş gibi göstereyim.
İlker Gönen: Tamam.”
“MÜDAHALESİNİ YAPTIK IVIR ZIVIR… AİLEYE BÖYLE SÖYLE”
Bebeğin babasının şüpheli ölüm şikayeti üzerine ise şüpheliler arasında şu konuşma geçti:
İlker Gönen: O tedaviler IV görünsün ha. Oral görülmesin.
Çağla Durmuş: Tamam tamam.
İlker Gönen: Şöyle, Fırat abiyi aradım meşgul. Şöyle diyeceksin, böyle böyle kötüleşti, işte ondan sonra entübe ettik, solunumuna baktık kalbi düştü. Müdahalesini yaptık ıvır zıvır. Dursun abiyle ağzın bir olsun yani.
İddianamede, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden bebekle ilgili üç şüphelinin konuşmaları da yer aldı:
Bahar Kanık: Hocam kalbi, Halime’nin kalbi yokmuş, cpr yapalım mı?
BEBEKLER ÖLÜRKEN KAHKAHA ATTILAR
Fırat Sarı: Cpr bir iki tane dokunun, dönerse döndü. Dönerse biraz daha yaşasın ben gelinceye kadar.
Bahar Kanık: Valla siz gelinceye kadar… Kusura bakmayın.
Fırat Sarı: Ölmesin ha.
Bahar Kanık: Sarıkaya’nın da valla fişini çekecem gelmezseniz.
“HAHAHA, FİŞİ ÇEKECEĞİM”
Fırat Sarı: Nasıl? Haha dedemin fişi.
Bahar Kanık: Haha çekicem fişi haha.
Fırat Sarı: Ölen mi oldu Ecem?
Ecem Koç: Başımız sağ olsun hocam Halime.
Fırat Sarı: Öldü mü gerçekten?
Ecem Koç: Öldü hocam, cpr’ını yaptık, adrenalini yaptık. Cpr’la da adrenalinle de dönmedi. Adrenalin kalbi geldi bir kendi kendine gitti. Zaten cpr’a da yanıt vermedi.
Fırat Sarı: Tamam. Yarım saat, kırk dakikaya oradayım geliyorum.
“BIRAK BEBEK ÖLSÜN, BİZENE”
Ecem Koç: Ha geliyorsunuz, tamam hocam biz şu an ellemiyoruz makinaya bağlı.
Fırat Sarı: Ellemeyin, bilgi vermeyin, orada dursun.
Ecem Koç: Aynen aynen açık duruyor her şey monitörde açık… Hiçbir şey yapmıyoruz.
İddianamede, bebek bir hastaya müdahale edilmediğiyle ilgili konuşmalar ise şöyle sıralandı:
Hakan Doğukan Taşçı: Kanka hasta kötüydü de bir tane bebek ölüyordu diyecektim. Gizlice girip iki dakika cpr yap çocuğa diyecektim de…
Hüseyin Günerhan: Nerede?
Hakan Doğukan Taşçı: Güneyde.
Hüseyin Güneyhan: Güneyden bize ne? Bırak bebek ölsün ki rahat şikayet edek…
Hakan Doğukan Taşçı: Hoca demiş ki kayarsa tüpünü çek demiş, yaşamaz bu demiş.
ŞİKAYETTEN RAHATSIZ OLDULAR
İddianamede, bir kişinin çalıştığı hastaneyi CİMER’e şikayet etmesiyle ilgili şüpheliyle arasında geçen konuşmalar da yer aldı:
O.Ö: Şey gitmiş tabi bizim avukat …. Halil anlaşma olmamış. Tabii ben şimdi mahkeme sürecine de giriyoruz SABİM’e, CİMER’e yazayım diyorum.
Hüseyin Günerhan: Daya döşe kanka.
O.Ö: Nasıl bir şey yazayım?
Hüseyin Günerhan: Kanka şey yaz, usulsüz hasta alımlarını yaz 112’den.
O.Ö: Nasıl oluyor?
Hüseyin Günerhan: 112 ayağı olmadan hasta kabul ediyorlar de, protokolsüz hasta kabul ediyorlar diye yaz ondan sonra.
O.Ö: Mert olayı mı?
Hüseyin Günerhan: Mert olayı kanka.
O.Ö: İsmini bile veririm de senin arkadaşın olduğuna dua etsin o.
Hüseyin Günerhan: İsmini de ver, benim umurumda değil o.
Hüseyin Günerhan: Kanka bunu yaz, ondan sonra erişkindeki dosyaları da yazabilirsin usulsüz diye.
O.Ö: Hasta çarşafları mı?
Hüseyin Günerhan: Hasta basamaklarını şişiriyorlar, usulsüzlükler, çarşafları şişiriyorlar dersin. Eks bekletiyorlar, yatışını uzatıyorlar hastaların diyebilirsin.
O.Ö: Aynen aynen bunları yazayım.
“BÜYÜK ÇOCUK ALMAM YASAK”
İddianamede, hastanede tedavi gören 6 aylık bebeğin ölümüyle ilgili iki şüphelinin konuşmasına şu şekilde yer verildi:
Tuğçe Toptemel: Besledikten sonra bebek kötüleşti. Ben başına gittim sonra Gizem geldi, sonra bebek kusmaya başladı, acaba aspire mi etmiş olabilir, bir akciğerine falan baksa mıydınız hani aspire etmiş olabilir mi?
Hakan Doğukan Taşçı: Yani aspire etmiş olabilir de bu çocuk büyük çocuk prematüre değil ki.
Tuğçe Toptemel: Bayağı bir kustu.
Hakan Doğukan Taşçı: Prematüre değil ki hemen ölsün çocuk yani orada bir yarım saatlik can çekişmesi lazım o çocuğun, yani ben bunun açıklamasını yapamam, çocuk ölü anladın mı yani çocuk ölmüş ve bu çocuk rahat 2-3 saat önce ölmüş, çocuk kaskatı buz kesmiş.
Tuğçe Toptemel: Neyden ölü?
Hakan Doğukan Taşçı: Yani bu çocuk böyle anlık bir şey değil, bu çocuğa cpr bile yapılmaz, bu çocuk kim bilir ne zaman öldü, ya bir anomalisi yok, kalp anomalisi yok bir şeyi yok, genetik bir hastalığı yok, normal altı aylık çocuk, ben ailesine ne diyeceğim?
Tuğçe Toptemel: Desetüre hiç olmadı biz bakımındaydık hiç olmadı, kameraları izle istersen hiç olmadı çünkü gözüme bir de büyük bebek ya bir de siyahi, siyah bir bebek olduğu için gözüm hep ondaydı, acaba morarırsa görmeyiz diye.
Hakan Doğukan Taşçı: Ya Tuğçe birazcık morarsa anlaşılmaz ama çocuğun dudakları mosmor. Yani ben bunu daha nasıl hocaya ne diyeceğim, hoca gönderdi dün çocuğu, ailesine ne diyeceğim, aile zaten yabancı ortalığı ayağa kaldıracak, ortalığı yıkacaklar hastaneyi zaten büyük çocuk, almam bile yasak onu oraya.”
“BU AKŞAM MAÇ VAR ÇIKMADAN ÖLSÜN”
İddianamede, şüpheli Fırat Sarı’yla ilgili soruşturma olduğuna dair ise şu konuşmalar yer aldı:
Hakan Doğukan Taşçı: Hocam şimdi bu denetim Sağlık Bakanlığı falan fasa fiso, benim korktuğum şey bu değil, Fırat hocayı örgütlü suç işlemekten yargılayacaklar, adamlar dava açmış, ben Fırat hocanın kaç tane emniyet müdürlüğünden dosyasını topladım.
Şeyhmus Çelik: Ne örgütü ya, ne örgütü ya?
Hakan Doğukan Taşçı: Hocam, adamlar sen yalandan sahte yani tedavi yapıyorsun, doktor koymuyor dosyalarda oynama yapıyor, hocam bizim telefonlarımız bile dinleniyor olabilir, bunları kimseye hoca söylettirmiyor bana.
Şeyhmus Çelik: Telefon dinlenebilir, doğrudur.
Hakan Doğukan Taşçı: Hocam dinleniyor, biz Whatsapp’tan konuşuyoruz Fırat hocayla hep, anladın.
Şeyhmus Çelik: Valla doğrudur, Whatsapp’tan konuşmak lazım, dinlenir doğrudur yazdığın zaten.
(Bir doktorla hemşire arasında geçen konuşma)
Çağla Durmuş: Pre tansiyon alamadım 119… 58 saturasyon…
İlker Gönen: Ya ex oluyorsa, şu Dursun çıkmadan ex olsun…
Çağla Durmuş: Evet ya…
İlker Gönen: Bu akşam bir Galatasaray maçım var yani.
Çağla Durmuş: Söyleyin Dursun Bey gelsin o zaman.