Vatan sevgisi imandan mı, yoksa dolardan mı olacak? İki cihan güneşi sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed,”Vatan için yaşamak, vatanın terakki ve tealisine çalışmak da vatan için ölmek kadar şereflidir. Vatan sevgisi imandan gelir. “ buyurmaktadır. Ancak dolarla vatandaşlık alanlar, bu vatan için ne kadar yanacaklar, ne kadar çırpınacaklar. Merak ediyoruz açıkçası.
Şimdi dolarla TC. vatandaşlığı alanların milli şairimiz Mithat Cemal Kuntay’ın “ Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır” diyecek kadar yürekleri vatan için çarpacak mı? Yabancı sermayeye karşı değiliz. Vatan’ın bölünmez bütünlüğüne kendisini adamış bir vatansever olarak ülkenin en güzel deniz kıyılarında yok pahasına vatandaşlık uğruna satılan gayrimenkulleri doğru bulmuyor bu çarpıklığa itiraz ediyorum.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı 250 bin dolar kadar ucuz olmamalı. Vatandaşlık alanlar ne gibi teste tabii tutuluyor bileniniz var mı? Ben şahsen bilmiyorum. Bir Alman vatandaşlığı alın bakalım kolay mı yada zor mu görelim. Ben peşinen söyleyeyim. Çok zor. Adamlar 7’den 70’e kadar şecerenizi sorar, gelir durumundan tutunda dilini bilip bilmediğinize varana kadar araştırır.
Bir de ABD vatandaşlığına bakalım. Orada da durum farklı değil. Her şeyi bir kenara bırakalım . Adamlar İncil-i şerifi önünüze koyar onun üstüne sadakat yeminizi alır, belli aşamadan sonra vatandaşlık verir. Ben Müslüman olduğu kadar idealist bir Türk milliyetçisi olarak dolar uğruna verilen vatandaşlıkları kabul etmiyorum. Yapmayın etmeyin. Bu yapılanlar doğru değildir. Vatandaşlık almak isteyenlere basit kurallar yerine, dinimizi, dilimizi, aile bağlarımızı, kültürel yapımızı, örf ve ananelerimizi bilip bilmediğini bir teste tabi tutmalıyız. Her ülkenin vatandaşlığı ucuz olabilir ama, Türk vatandaşlığı asla.
Çünkü; vatan sağlık gibidir. Sağlık bozulduğunda, vatan kaybedildiğinde değeri anlaşılır. Ne buyurmuş Mete Han, “Benden eğerimi isteyiniz vereyim, atımı isteyiniz vereyim. Fakat vatanımdan hiç kimse bir karış toprak istemesin veremem.”
Şimdi biz hangisini baz alacağız? Bu vatandaşlık kural ve şartları yeniden gözden geçirilsin. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kıymetli hale getirilmeli. Vatandaşlığımız da para birimimiz gibi yerlerde sürünmemeli. Buna isyanım var.
Bizden 250 bin dolara vatandaşlık alanlara, “Ülkemizin sizin için ne yapabileceğini değil, sizin ülkemiz için ne yapabileceğinizi taahhüt” ediyorsunuz diyebiliyor muyuz? Sanmıyorum. Bu sebeple vatana can veren, kan verenlerin emanetine sahip çıkmalıyız. Nitekim Hz. Ali efendimiz de “Şahsınıza kötülük eden bir düşmanı affediniz, lakin vatanınıza ve milletinize kötülük eden bir kimseyi, asla affetmeyiniz. “ buyurmaktadır.
Şahsen ben ister 250 bin dolar, ister 400 bin dolara olsun verilen vatandaşlığı kabul etmiyor ve buna göz yumanları da af etmiyorum. Ne güzel değil mi? Mehmedim vatan için ölsün, bu toprakları bize yurt yapsın, bir yabancı da hiçbir bedel ödemeden, sadece 400 bin dolara aldığı vatandaşlıkla bize caka satsın, aynı haklara sahip olsun. Hak mı bu?
Bizim felsefemize ve dünya görüşümüze göre, bir memleketin saha bakımdan büyüklüğü onun gerçek büyüklüğünü ifade etmez. Keza bir milleti millet yapan arazisi değildir. Örf adetleri, gelenek ve görenekleri, tarihidir. Bu yüzden fazla söze hacet olmadığını düşünüyor sözümü Orhan Şaik Gökyay’ın şu dizeleriyle sonlandırıyorum:
Bu vatan, toprağın kara bağrında sıra dağlar gibi duranlarındır. Bir tarih boyunca, onun uğrunda, kendini tarihe verenlerindir.
Şimdi vatan ile ilgili bu kadar tarihi ve ilmi fıkıhi bilgi net olarak ortada iken, vatan sevgisini nerede arayacağız? İmandan mı, 400 bin dolarcıktan mı? Yapmayın etmeyin yazık ediyorsunuz. Bu vatandaşlık meselesini bir daha gözden geçirin. Güçlü kural ve kaideler getirin. Yarın çok pişman olursunuz. Bizden söylemesi.