Türk olmak!

Ecdadımız devlet olmaya karar verdiği günden bu yana hep yufka yüreklilerle çetin yolların aşılamayacağını kendisine şiar edinmiş ve bu uğurda çok büyük bedeller ödemiştir.

Biz biliriz ki, yerküredeki bütün mazlum milletlerin  kurtuluşunun Türkler vasıtasıyla olacağına inancımız tamdır. Ve biz biliriz ki, Türk düşmanlığının altında  İslâm düşmanlığı yatmaktadır. Tarihte ne zaman İslâm en güzel dönemlerini yaşamışsa o dönemde bir Türk devletinin kurulduğunu görürüz. Ne zaman İslam ülkeleri sıkıntılı acılı günler yaşamışsa bilin ki o dönemde yaşayan Türk devletinin zor günler geçirdiğini görürsünüz.

Yine biz biliriz ki, Türkler İslâm’ın bayraktarıdır. Bizim Milliyetçiliğimizde batıda olduğu gibi ırkçılık yoktur! Bizler Kuran ve Sünneti rehber edinen bir Milliyetçilik anlayışına sahip olan bir milletiz. Fakat İslam ve Türklük düşmanları, İslam ve Türklük gibi bu iki mukaddes varlığımızı birbirine düşmanmış gibi göstermekten vazgeçmiyorlar!

Oysa at sırtında üç kıta da düşmana aman vermeyen ecdadımız aynı zamanda cihan-ı şümul davası da güderek din-i İslam-ı tebliğ rolünü de üstlenmiş ve çıktığı her savaşı Hilal ile Haç’ın kavgası olarak görmüştür. Şimdi bizlere Suriye’de, Libya’da ne işimiz var diyenlere öncelikle şunu sormak lazım.
Siz Türk müsünüz?
Eğer bunu söyleyenler Türk olsalardı bilirlerdi ki; Türk olmak çok zordur, çetindir ve eziyetlidir. Türk olmak Çanakkale’de ölmektir. Türk olmak şehit düşmeden  önce düşmanına su vermektir.

Eğer bunu söyleyenler Türk olsalardı bilirlerdi ki; Türk olmak zalime düşman, mazluma kalkan olmaktır. Türk olmak en güçsüz zamanında bile dünyaya meydan okumaktır. Türk olmak en dertli ve sıkıntılı gününde bile tevekkül göstermektir.

Eğer bunu söyleyenler Türk olsalardı bilirlerdi ki, Türk olmak çok zor bir iştir. Türk olmak Anadolu’da düşen her yağmur damlasına şükretmektir. Türk olmak yine Anadolu’da çıkan her başak tanesi için şükür  ve  çıkan her isyana ise sabretmektir. Türk olmak medeniyetler Mezarlığı Anadolu’da dik durmaktır.

Eğer bunu söyleyenler Türk olsalardı bilirlerdi ki, Türk olmak zordur. Çünkü dünya ile savaşırsın demektir.  Türk olmamak daha da zordur. Çünkü  bu kez Türk ile savaşırsın. Ve Türk olmak her er kişiye  nasip olmaz. Çünkü Türk’ün kanı her damarda dolaşmadığı gibi onu da taşıma çok büyük bir zorluktur. Türk olmak büyük bir asalettir. Onun içindir ki atalarımız Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur diyerek bize Türk’ten başka dostumuzun olmayacağını işaret buyurmuşlardır.

Bu saydıklarımız her asil Türk’ten bulunması gereken yardımseverlik ve vatanseverlik duygularını coşturan önemli hasletlerdir. Bu özelliklere sahip olan her Türk, “Suriye’de, Libya’da veya şurada burada ne işimiz var diyenlere en önemli cevaptır. Düğün evinin tefçisi ölü evinin yasçısı olanlardan Türk olmaz. Türk, İlâh-ı Kelimetullah için çıktığı her yolda ölümden korkmaz. Türk bilir ki, biz Allah’tan geldik iman ile tekrar ona döneriz.

Bu hasletler ışığında Türk Kimdir? veya Suriye’de Libya’da ne işimiz var diyenlere  en iyi cevap anlayana “Ne mutlu Türk’üm diyene.” demek yeter de artar da.