Aziz Dağtekin Yazdı
Bize ne oldu Allah aşkına böyle. Kimse halinden memnun değil. Herkes mutsuz. Birbirilerini ölesiye sevenler hemencecik boşanmak için adliye kapısını çalıyorlar. Evini kiraya verenler, bin bir kurnazlıklar sergileyerek kiracısını mağdur etmek için nasıl sokak ortasında bırakırım diye hesap peşindeler. Ev sahibine aylık kirasını ödememek için uydurduğu yalanlarla öldürmediği akrabasını bırakmayanları da unutmamak lazım.
Bir diğer konu inancımızın dışına çıkarak 10 kuruşa aldığı bir malı yüz kuruşa satanları mı, yoksa stokçuluğu kar sananlar mı, bir de bunları denetlemekte zorlanan maliye sistemini mi, fakir-fukara yemesin diye küreselcilerden aldığı fonlarla meyve ve sebzesini çöpe dökenleri mi, emeklisinin insanca yaşamasını istemeyenlerin küresel fonları ülkemizin başına bela edip onların kazancını azaltmamak için her türlü taklayı atan ve bize şimşek gibi çanakları mı, emekli üç-beş kuruş daha az alsın diye TÜİK sepetine ucuz ürünleri katıp da temel tüketim mallarını dahil etmeyenleri mi, en önemlisi 6 aylık enflasyonu düşük göstermek için elektrik zammı ile akaryakıta uygulanan ÖTV’yi bilerek geciktiren merkezi hükümeti mi, çiftçisini 40 sente mahkum eden irade mi, alo adınız terör örgütüne karıştı diyerek gariban vatandaşı tokatlayanı mı, siyaseti bir gelir aracı olarak görenleri mi daha hangisini sayalım bilemiyorum ki!..
Toplum olarak ahlaken, manen ve madden kökten bozulmuş durumdayız. Ümmettin gözü Türkiye’de ama ne yazık ki bizi de bozdular. Haçlı zihniyeti, emperyalistler, Türk eşlerinin sadakat elini kırdılar yerine telefonları ve kumandaları verdiler. Annelerin gözlerini çocuklarından ayırdılar, gözlerinin önüne müstehcen dizileri serdiler. Babaların eşlerine dokunduğu anları çalıp kumandaya dokunduğu anlar inşa ettiler. Çoğu anne Müge Anlı’yı dinlediği kadar dikkatle dinlemiyor yavrusunu. Dizisini beklediği heyecanla beklemiyor bebesinin okuldan çıkış saatini ve eşinin evine dönüşünü. Eşler Tiktok’taki evlilik videolarını izlediği aşkla sulamıyor kendi ilişkisini. Erkekler maçları ve siyasi olayları çok iyi yorumluyor ama kendi çocuğunun problemleri olunca yorumlayıp rehberlik edemiyor artık. Karı kocalar kim aşkitosuyla nerede yemek yemiş veya çay-kahve içmiş diye videoya bakmaktan kendi kahvelerini göz göze diz dize yudumlayamaz hale geldiler. Artık 40 yıl hatırlar oluşturamıyorlar.
Ey sadakatini ve çelik iradesini kaybeden Türk toplumu!
Rabbimiz her gün 86 bin 400 saniyelik bir sermaye yatırıyor hesabımıza. Ne yazık ki, biz bozulmuş bir toplum olarak düzgün yönetemiyoruz bu hesabı. Artık karar sizin. Yaratanın hiç ayırım yapmadan bize bahşettiği bu sermayeyi bizi daha çok bozmak için bize savaş açanlara karşı ailelerimizi ve nefsimizle birlikte kendimizi korumak için mi kullanacağız yoksa bozulmuş başka hayatları izlemek için mi? Kurtuluşa ve huzura erişebilmemiz için bize göre fabrika ayarlarımıza dönmemiz lazım. Vakit çok geçmiş değil. “Ey Türk titre ve özüne dön” sözünü hep birimize hatırlatmalıyız. Yoksa sonumuz çok kötü. Hem uhrevi hem de dünyevi. Bilmem anlatabiliyor muyum?