Ekrem İmamoğlu’nun ‘turpun büyüğü’ diyerek hedef gösterdiği bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesini kayda alıp yayınlayan Halk TV gazetecilerinin gözaltına alınmasına muhalif medyadan farklı sesler yükseldi. Soruşturmayı haklı bulan Fatih Altaylı ve Fatih Portakal tepkilerle karşılaştı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun CHP’li belediyelere yönelik yolsuzluk soruşturmaları nedeniyle yaptığı basın toplantısı, medyada soruşturma fitilini ateşledi…
İmamoğlu, söz konusu soruşturmalarda görevlendirilen bilirkişinin ismini açıklayarak hedef gösterdi.
Halk TV yazarı Barış Pehlivan da ismi geçen bilirkişiyi arayarak telefonda sorular yöneltti.
O anların kayda alınıp yayınlanması üzerine ise savcılık harekete geçti.
Görüşmeyi yapan Barış Pehlivan, programın sunucusu Seda Selek ve sorumlu müdür Serhan Asker hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs’ ve ‘kişiler arasındaki konuşmaların izinsiz dinlenmesi ve kayda alınması’ suçlamalarıyla soruşturma başlattı.
Atılan bu adli adımla 3 ismin gözaltına alınması başta Halk TV, CHP ve muhalif kesimden büyük tepkilerin yükselmesine neden oldu.
CHP, partilileri Halk TV önüne davet etti; muhalif kanal ve gazeteciler gece boyunca konuya ilişkin yayınlar yaptı.
Tüm bu tepkilerin arasında muhalif medya camiasının önde gelen iki isminden farklı bir ses yükseldi.
Sözcü TV’de ana haber bültenini sunan Fatih Portakal ve YouTube’da yayın yapan Fatih Altaylı, konuya ilişkin yaptıkları açıklamayla tüm muhalif cephenin eleştirilerini üzerine çekti.
“YAPTIĞI DOĞRU MUYDU?”
Portakal, şu ifadelerle Pehlivan’ın, muhatabının izin vermemesine rağmen kaydı yayınlamasını yanlış bulduğunu ifade etti:
“Barış Pehlivan’ın yaptığı doğru muydu? Hayır değildi! Barış çok iyi bir gazeteci olabilir ama o bilirkişiyle yapmış olduğu konuşmayı etrafındakilere dinletsin. Ve o kişinin ‘Ben Halk TV’ye çıkmak, yayınlanmasını istemiyorum’ demesi dahi, hatta alenen dinlendiği yerde, adresini sorması ve bunu daha sonra nasıl bir editöryal masaları var bilmiyorum ama bunu istemeyen bir kişinin bu söylemi üzerine bile eğer bunu yayınlıyorsanız bu bir hata, yanlış, yapmamanız gerekiyor.
“GAZETECİLİK YÖNÜNDEN YAPMAMANIZ GEREKİYOR”
Sizin gibi tecrübeli bir gazetecinin ve Türkiye’de yaşayan ve Türkiye gibi bir ülkede gazetecilik yapan, Türkiye şartlarını bilen bir gazetecilik yapmanız gerekiyor. Her şeyden önce gazetecilik yönünden yapmanız gerekiyor. Barış’ı bu yönde eleştirebilirim, eleştiri hakkına da sahip olduğumu düşünüyorum. Yapmaması gerekiyordu ve bugün X kanalında paylaşmıştı.”
“İFADEYE ÇAĞIRILMASINDA BİR ANORMALLİK YOK”
Altaylı da, rıza dışı alınan ve yayınlanan görüntülerin yanlış olduğunu dile getirerek şu ifadelerle soruşturma açılmasını haklı bulduğunu söyledi:
Bu soruşturmanın açılmasında hiçbir yanlış taraf yok. Şu açıdan söylüyorum. Herhangi birinin sesini bilgisi ve izni dışında kaydedip izni dışında yayınlamak yasal olarak doğru olmayan bir iş.
Bu kişinin ‘Kardeşim benden izin almadın bunu yayınlayamazsın’ diye bunu şikayet etme hakkı var.
Bu işi yapan herkes bu nedenle ifadeye çağırılabilir. Bu yüzden Barış Pehlivan’ın şikayet edilip ifadeye çağrılmasında hiçbir anormallik yok.
HALK TV EKRANLARINDAN ART ARDA SERT CEVAPLAR
İki isim linçe varan tepkiyle karşılaşırken meslektaşlarından cevap gecikmedi.
Barış Pehlivan’ın program arkadaşı Şule Aydın, Portakal’ı canlı yayında hedef aldı.
Bir şeyi söylemenin adabı olduğunu belirten Şule Aydın, devamında “Neyi ne zaman söylediğiniz önemlidir. Ne zamandan beri gazeteciler gözaltına alınırken böyle konuşuluyor?” dedi.
Şule Aydın, Fatih Portakal’a yönelik eleştirilerinde şu ifadelere yer verdi:
Fatih Portakal ekrandan uzun uzun gazetecilik dersi verdi. Fatih Portakal siz ilk iktidar sopasıyla karşı karşıya geldiğinizde biz o zaman da yanınızdaydık.
İlk sopada ekrandan çekildiniz, şimdi gözaltına alındığında gazeteciliğini tartışmaya açtığınız Barış Pehlivan o zaman da gazetecilik yapıyordu ve yaptığı gazetecilik nedeniyle hapse giriyordu.
Bize gazetecilik etiğini anlatırken önce kendi yaptığınız gazeteciliğe bakın. Ama o noktada değilsiniz. Bir gazeteciye gözaltına alındığı gün bunları söyleyemezsiniz. Her şeyin bir adabı var.
“PEHLİVAN’IN GAZETECİLİĞİNİ SORGULAMAK HADDİNE DEĞİL”
Portakal’a bir tepki de FOX TV döneminden yayın partneri İsmail Küçükkaya’dan geldi.
Barış Pehlivan’ın çok iyi gazeteci olduğunu söyleyen Küçükkaya, eski yayın arkadaşının hem içerik hem de zamanlama yönünden büyük hata yaptığını söyledi.
Küçükkaya, “Onların gazeteciliğini sorgulamak kimsenin haddi değildir. Barış Pehlivan’ın gazeteciliğini sorgulamak kimsenin haddi değildir. Bedel de ödemiştir. Bu 3 gazeteci arkadaşım bir yurt severdir. Ülkelerini çok severler. Anayasamıza bağlıdırlar. Fatih orada zamanlama ve içerik itibarıyla çok büyük bir hata yaptı. Fatih Portakal arkadaşım.” dedi.
“HAYAT ONUN GİBİ BİR SONRAKİ HABERE GEÇMİYOR”
Küçükkaya’nın yayın konuğu İsmail Saymaz da Portakal’a eleştirisini yöneltti.
Portakal’ın rahatlıkla bir sonraki habere geçecek konumdayken yaptığının doğru olmadığını söyleyen Saymaz, “Beraber çalıştık, arkadaşımız. O öyle düşünüyor olabilir. Neden böyle düşünüyorsun diyemem. Ancak bu cümleleri söylediğinde, o konuşuyor ya hayat onun gibi kolaylıkla bir sonraki habere geçmiyor. Fatih’in o sözleri soruşturmayı yürütenlerin kanaatini güçlendiriyor. ‘Bak Fatih Portakal bile böyle dedi.’ Hiç değilse eleştirisini muhatabının cevap verebileceği özgür koşullarda yapsaydı.” dedi.
FATİH PORTAKAL ELEŞTİRİLERE CEVAP VERDİ
Portakal, gelen ağır eleştirilere sabah saatlerinde yaptığı YouTube yayınında cevap verdi.
Yakınını korumak adına yanlışın peşinden gitmeyeceğini söyleyen Portakal, “Gelen tepkileri anlıyorum. Karpuz gibi bölünme içindeyiz. Yanlış yapılsa bile koruma inancındayız düşünce olarak. Ben yanlışın peşinden gitmem. O zaman doğruya ulaşamam.” dedi.
“MURAT AĞIREL: ASLA GERİ ADIM ATMAYIZ”
Halk TV’ye yönelik bu soruşturmaya en sert şekilde karşı çıkanlardan biri de Murat Ağırel oldu.
Pehlivan’ın halkın haber alma hakkını savunduğunu söyleyen Ağırel, şunları söyledi:
Bugün yapılanlar o gazeteciymiş şunu şöyle yapmış falan değil… Her şeyin bir yolu yordamı var. Bugün Halk TV’nin önüne gelen polisler Barış’ı gözaltına aldı.
Barış halkın haber alma hakkını savundu. Biz yargılanamaz değiliz. Çağırırsın geliriz. Siz isteseniz dahi biz bu ülkeden kaçmayız. Üstüne üstüne gideriz. Gazetecilik suç değildir. Asla geri adım atmayız. Bu sadece gazetecilere yönelik bir saldırı değil.