Lütfü Türkkan, sen kimin piyonusun?

Lütfü Türkkan provokasyonu ülke gündemini işgal etmeye devam ediyor. İyi Parti her ne kadar bize provokatörlük yapıldı Türkkan hislerine yenik düştü diyorsa da yanlış bir yaklaşımdır.
Velev ki, bu çirkin eylem İYİ Partiye kurulmuş bir provokasyon olsaydı inanın proje bu kadar kusursuz bir şekilde işlemezdi. Meral Akşener, provokatörü dışarda değil kendi içinde aramalıdır. “Ben sizin bacınızım” diyerek siyaset meydanına inen, köylünün, esnafın, şehidin hülasa bütün kesimlerin bacısı olduğunu iddia eden Meral Akşener, dolayısıyla şehidin de bacısı olmuştur.
Yaptığı küfürü önce inkar eden daha sonra kameralar aracılığı ile deşifre olan Türkkan, bu yüzden genel başkanından özür dilemiştir. Çünkü Akşener Şehit annelerine ve ailelerine de “Ben sizin bacınızım” demişti.
Türkkan da bu küfrüyle ucu genel başkanına dokunduğu için sadece Akşener’den özür dilemiştir. Türkkan, aslında küfür ettiği şehit ailesinden özür dilemedi. Dilese de artık bir hükmü kalmamıştır. Bu cahilce hareketiyle, küfürbaz dile sahip olan Türkkan, kendisini de yükseliş gösteren partisini de bitirmiştir. Aynı zamanda Türkkan’a gerekli disiplin cezasını işletmeyen İYİ Parti bu hareketiyle puan kaybetmiştir. Daha da kaybedecektir.
Yazık ediliyor. Bu ülkeye demokrasiye ve ülke bütünlüğüne saygı gösteren, bölücülerle ve teröristlerle iş tutmayan her siyasi partiye ihtiyaç vardır. Görünen odur ki Lütfi Türkkan soyadına yakışmayan çirkin bir olayın kahramanı olmuş, bu eylemiyle de şehitlerimizin kemiklerini sızlatmış ve ailelerinin de kalbini onarılmayacak şekilde kırmıştır.
İyi Parti bu saatten sonra ister disiplini, ister ihracı ne düşünürse düşünsün başta yapması gereken girişimi sona bıraktığı için büyük ölçüde kan kaybetmiştir. Daha da kan kaybetmeye devam edecektir.
İYİ Parti Lideri Akşener, provokasyon diyeceğine ve yükselen tepkilere “yavşakça ağızlar” diyerek tepki göstereceğine kendi içindeki provokatöre bakmalıydı. O da Türkkan gibi hakaret dilini kullanmamalıydı. Bu dil kırıcı olduğu kadar yıkıcı bir dildir.
Kimse kusura bakmasın ama kendi içindeki bütünlüğü, disiplini ve demokrasiyi sağlamayan ve parti içindeki bir kesime söz geçiremeyen bir lider Türkiye’yi yönetemez.

Hakkında Aziz Dağtekin

1960 yılında Elazığ'da doğdu. Öğrenimini İstanbulda tamamlayarak gazetecilik mesleğine 1983 yılında başladı. sırasıyla Hergün, Bulvar, Hürriyet ve Türkiye Gazetelerinde muhabirlik ve yazı işleri kadrolarında görev aldı. Basın sektöründen 2006 yılında emekli oldu. Halen idare yeri Adana olan ve Ulusal yayın yapan Netinternet, Ekonet Haber, Eko İntenet Haber sitelerinde Genel Yayın Yönetmenliği ve ekonomi ile alakalı yazı ve yorumlar yazmaktadır. Gazetecilik mesleği yanısara sigortacılık, pazarlama ve finans sektöründe üst düzey yöneticiliklerde bulundu. Sırasıyla İhlas Barter ve Turk Barter'da franchise ve bölge müdürlüğü görevlerinde yer aldı. 2005 yılında Turk Barter'dan ayrılarak Anadolu Barter'ı kurdu. Halen 13'e yakın şubesiyle faaliyet gösteren Anadolu Barter'ın Yönetim Kurulu Başkalığını yürütmektedir. Evli ve 2 çocuk babası olan Gazeteci-Yazar Aziz Dağtekin halen Basın Konseyi üyesi ve Adana'da Kurulu bulunan Çukurova Güreş Vakfı ile Elazığlılar Kültür ve Dayanışma Derneğinin de kurucu üyesidir.

Göz Atmak İster misiniz?

“Etki Ajanlığı” yasa teklifi revize edilmek üzere geri çekildi

Kamuoyunda ‘etki ajanlığı’ olarak adlandırılan, “Devletin Güvenliği veya Siyasal Yararları Aleyhine Suç İşleme” maddesi geri …

Bir yanıt yazın