Aziz Dağtekin Yazdı
Peygamber efendimiz Hz. Muhammed, “Irkçılığa çağıran bizden değildir. Irkçılık için savaşan bizden değildir. Irkçılık üzere ölen de bizden değildir.” buyurmaktadır.
Irkçı, insan ırklarının birbirlerine üstünlüğünü temel alan ırkçılık felsefesini benimsemiş kişilere verilen addır. Irkçı insanların göstermiş olduğu bu tutuma ise “ırkçılık” adı verilmektedir. Ayrımcılık ise bir kişiye ya da siyasi kesime, belli özelliklerinden dolayı ön yargılı davranmaya denir.
Ayrımcılık, bir siyasi, dini tercihi benimseyenlere ya da bir ırka, cinsel yönelime, cinsiyete, yaşa karşı olabilir. Irkçılığın ortaya çıkış nedenleri arasında çoğunlukla ekonomik nedenleri olmasının yanı sıra genellikle siyasal nedenlere de dayanmaktadır. İşte Zeydan Karalar’ın da siyasi ırkçılığı, ayrıştırma çabaları bu hususlara dayanmaktadır. Düşmanlığı, ötekileştirmeyi siyaset zan eden Karalar, bindiği dalı kesmiştir. “Kardeşimiz olamazlar” dediği Ülkücülerin oylarıyla hayatında hiç göremeyeceği bir makama erişen Zeydan Karalar, durup dururken, “Ülkücüler, Taş Medreseliler kardeşimiz değildir” diyerek aslında doğruyu söylemiştir. Taş Medreseliler ve Ülkücüler ırkçı ve ayrıştırmayı siyaset sanan Zeydan Karalar’a zaten asla kardeş olamazlar.
Irkçılığı siyaset sanan Zeydan Karalar, bu düşmanca sözleriyle bir dönem kendisine oy veren Ülkücülerin nefretini kazanmıştır. Sayın Karalar, düşmanlıkla ilgili İslam alimlerinin birkaç sözünü size hatırlatmak isteriz. İslam alimleri buyuruyor ki; üç şey düşmanlık getirir:
-Nifak,
-Zulüm
-Ve bencillik.
-Üç şeyden uzaklaşan üç şeye ulaşır:
-Şerden uzaklaşan izzete,
-Kibirden uzaklaşan saygınlığa,
-Cimrilikten uzaklaşan da şerefe ulaşır.
Şu üç sıfat kimde olursa; devamlı oruç tutan ve namaz kılan biri bile olsa münafıktır:
-Yalan konuşan,
-Sözünde durmayan
-Ve emanete hıyanet eden.
Görüyoruz ki, Irkçılık yaparak bu ülkeyi sadece kendilerinden ibaret olduğunu sananlar, kutuplaştırıcı açıklamalarına pervasızca devam ediyor.
Türkiye’ye yerleşmiş vesayet uzantılarının marifetiyle, Türk Milliyetçilerine, ömrünü bu ülkeye vakfeden Taş Medreseli Ülkü devlerine, Din-i İslam’a ve Müslümanlara yapılan saldırıların neredeyse hepsinin cezasız kalması, ülkemizdeki bürokratik özgürlüğün henüz sağlanmadığının kanıtı niteliğindedir.
Türk Milliyetçilerinin varlığını bir türlü hazmedemeyenlerin ellerine fırsat geçebilse veyahut bunu elde edebilecek politik yetkinliğe sahip olsalar, Siyonist İsrail’in zalimliğine benzer bir şekilde milliyetçi ve mukaddesatçı tüm değerlerimizi ayaklarının altına almaya kalkışacakları bütün çıplaklığıyla ortadadır.
Bin yıldan beri, coğrafyamızda, 100 yılı aşkın süredir kültürel soykırıma devam eden İslam, örf, adet ve kültür düşmanları, halkın dini değerlerinin hiçe sayılmasına Türk Milliyetçilerinin müsaade etmeyeceğini bilmelerine rağmen, kirli emellerinden bir türlü vazgeçmiyorlar.
İşte Zeydan Karalar gibi bu ideolojik saplantı ve yapılanmada olanlar, MHP’li ve İYİ Partili Arapları ima ederek skandal bir itirafta bulunmuşlardır. CHP Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, küçük bir gruba hitaben yaptığı konuşmada, 12 Eylül’de yargılanan ve haksız yere ceza alan binlerce ülkücünün kurduğu ve çok sayıda şehirde örgütlenmesi olan Taş Medreseliler için, “Taş medresede yetişenler bizim kardeşimiz olamaz.” sözlerini sarf etmesi içindeki düşmanca hislerinin dışa vurmasının göstergesidir. Kendisini dinleyen birkaç kişi alkış çalarken, Karalar daha sonra kendisini kayda alan ekibe “Kesin arkadaşlar kesin, burayı yayınlamayın.” ifadelerini kullanması ayrı bir skandalın fişeğini ateşlemiştir.
CHP adayı Zeydan Karalar’ın özellikle Ülkücüleri ve Arap kökenli vatandaşları hedef alan ayrıştırıcı, ötekileştirici sözleri büyük tepki toplamış, kendisine oy veren milliyetçi ve muhafazakar kesimde infiale yol açmıştır. Karalar, Arap kökenli olan Ülkücü Karataş Belediye Başkanı ve aynı zamanda Cumhur İttifakı adayı Necip Topuz bey üzerinden söylediği sözlerle ülkücü ve muhafazakar kesime açık bir şekilde düşmanca hislerle hakarette de bulunmuştur.
Bu düşmanca, nefret dolu sözlere rağmen, kendisine oy verecek olan ülkücülerin, muhafazakar ve mütedeyyinlerin aklına şaşarım. ”Sokak lambası gibi olma ey yar kime yandığın artık belli olsun.” diyerek bütün ülküdaşlarımızı davamıza sahip çıkmaya, sen-ben kavgasını, kırgınlıkları bir kenara bırakıp özümüze dönmeye davet ediyorum. Bu ülkenin bekası için Cumhur’a ve Cumhur’un adaylarına sahip çıkalım. Siz ne kadar unutkan olursanız olun, düşmanca hislerle beslenenler gördüğünüz gibi düşmanlıklarını bazen böyle dışa vurabiliyorlar. İşte bu yüzden, Ülkücüler, Taş Medreseliler düşmanlıklarını dışa vuranlarla zaten kardeş olamazlar. Gün bir olma, iri olma, diri olma ve haddini bilmezlere kutsal oylarımızla ders verme günü olmalıdır.