Böyle sadist baba olmaz olsun!

Milyonlarca dolarlık başta MTV, Eurosport gibi birçok eğlence ve tematik kanalın sahibi olan Fatih Oflaz 17 Ağır Ceza Mahkemesi tarafından geçtiğimiz günlerde 22 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme Oflaz’ı öz kızını yaklaşık 7 yıl boyunca cinsel istismardan suçlu buldu. Sabıkasız olduğu için de cezasını 18 yıl 9 ay hapis olarak uygulanmasına hükmetti.
Fatih Oflaz… Tam 17 şirketi 200 çalışanı vardı… “Beyaz yakalı” diye tabir edilen eğitimli çoğunluğun izlediği Türkiye’nin önde gelen tematik ve eğlence kanallarının sahibiydi. Milyonlarca dolarlık bir servetin sahibiydi. Ama büyük bir utanç içinde, 17 Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki sanık sandalyesinde oturuyordu. Yüz kızartan, deyim yerindeyse bir insanı “Yer yarılsa da içine girsem” dedirtecek türden suçlamaların muhatabıydı.

Habertürk’ten Zülfikar Ali Aydın’ın haberine göre işlediği iddia edilen suçun mağduru da, öz be öz kızıydı. Duruşma salonunda az ötede boşandığı eski eşi ve kızının annesi Aslı Kocaoğlu oturuyordu. Az sonra ikisi birden kızlarından hayatlarının en ağır sözlerini üstelik bir mahkeme salonunda duyacaklardı.

MAHKEMEDE İSTİSMARI ANLATTI: BABAM DESPOTTU

Zaman zaman ağlama krizleri nedeniyle duruşma salonundan dışarı çıkarılıp, tekrar salona alınan genç kız mahkeme salonunda babasının yüzüne karşı anlattıkları tek kelime ile dehşetti. Artık genç bir kadın ve heykeltraş olan mağdur, daha çocukluğunda başlayıp yıllar süren istismar ile üzerinde yarattığı psikolojik yıkımı mahkeme heyetine tek tek anlattı. Mahkeme Başkanı burada tek satırını bile anlatmayacağımız o ayrıntıları tutanaklara en açık haliyle geçirdi.

“Babam her zaman despot bir insan oldu. Söylediği her şeyin yapılması gerekiyordu. 7,5 yaşımdan 15 yaşıma kadar sürekli istismara uğradım. Babamla annem ayrıldıktan sonra ben hep annemin zoruyla babamın evine gitmek zorunda kalıyordum. Yıllarca buna sesimi çıkarmadım. Çoğunlukla sanki bir şey olmamış gibi yaşamayı tercih ediyordum. O dönemden itibaren gece uykularım hiç rahat olmadı. Hep kabusla uyandım. Babamdan, beni babamın evine gönderen annemden, buna engel olmadığı için abimden ve karşı koymadığım için kendimden nefret ettim.

Sonunda durumu anlatıp gerçeklerle yüzleşmeye karar verdim ve şikayetçi oldum. Ne bu şikayet, ne de yargılamanın sonucu benim yaşadıklarımı değiştirmeyecek. Benim hayatım mahvoldu. Hiç kimse ile hiçbir düzeyde sağlıklı bir ilişki kuramıyorum. Kendimden nefret etmekten vazgeçemiyorum. Annemden ve babamdan nefret ediyorum. Bu da beni beni dünyada ailesiz, yalnız bir insan haline getiriyor. Benim hayatımı aslında ailem çaldı. Bu hastalığa beni ömür boyu mahkum ettiler. Bunun en büyük sorumlusu da babamdır.”

SORUNLU BİR EVLİLİKTEN ÇIKAN BABA İSTİSMARI

Fatih Oflaz ile Aslı Kocaoğlu 1991 yılında birlikte çalıştıkları şirkette tanışmışlardı. Mahkeme kayıtlarına geçen ifadelere göre; o dönem yurt dışında yaşayıp Türkiye’ye yeni dönen Oflaz, asker kaçağıydı. İlk eşini hastalığı nedeniyle henüz kaybetmişti ve Uraz isimli oğlu ile yalnız kalmıştı. Kendi ifadesiyle, hem ekonomik hem de psikolojik olarak sıkıntılar yaşıyordu ve “Aslı Kocaoğlu farklı kanallardan kendisini yakalayarak evlenmeye ikna etti.”

1992 yılında bir kız çocukları oldu ancak Kocaoğlu ile Oflaz’ın ailesi hiç anlaşamadı. Sürekli kavga ediyorlardı. İddiaya göre; Aslı Kocaoğlu Oflaz’ın annesini bu kavgaların birinde arabadan aşağıya atmaya bile kalkmıştı. Kavga hali yıllarca sürdü. 2003 yılında Fatih Oflaz eşinden ayrılıp başka bir evde yaşamaya başladı. Aslı Kocaoğlu ve Fatih Oflaz arasındaki milyon dolarlık boşanma tazminatı davası ile mal paylaşımı kavgası yaptıkları iki dava yıllarca gazete haberlerine de konu olarak sürdü.

2006’da resmen boşandılar, 2009’da da mal paylaşımı davası bitti ama milyon dolarlık bu kavga gazete manşetlerine kadar çıktı. Oflaz ve Kocaoğlu çiftinin çocuklarının yıllar süren bu kavgasının arasında kalan ise ortak çocukları oldu.

Çiftin çocuklarına ağırlıklı olarak anneannesi ile bakıcılar bakıyor; Fatih Oflaz ise belirli günlerde yanına alıp birlikte vakit geçiriyordu. Bu durum yıllarca sürdü. Ancak mağdur çocuk büyüyüp genç bir kız haline geldiğinde agresif tavır ve davranışlar sergilemeye başladı.

Bir gün anneannesi babasıyla görüşmek için evine gitmesini istediğinde sinir krizi geçirdi.

Genç kadın yaşadığı sinir krizinin nedenini anneannesine anlatırken, istismara uğradığını da itiraf etti. Sonra da tedaviye başladı. İddiaya göre 3 kez intihar girişiminde bulundu. Yıllarca süren kabusun izlerini silmek için durumu annesine de anlatıp, 2013 yılı sonunda psikolojik tedaviye başladı. En büyük amacı yaşadığı dehşetin izlerini silmekti. Özel bir klinikte tedaviye başladı. Psikiyatrist hekim Turgut Kundakçı’ya yaşadıklarını 29 seansta anlatırken, bir sonraki 30’uncu seansta babası ile yüzleşmek istediğini söyledi. Kundakçı’nın desteğiyle 30’uncu seansı babasıyla yaptı.

Psikiyatrist Kundakçı, ofisinde baba ve kızı karşılıklı oturttu ve konuşmaya başladılar. Tedavinin en kritik o seansını istismar davasında mahkemeye çağırılan Turgut Kundakçı şöyle anlattı:

“Mağdur genç kız ile görüşmeye başladıktan tam 9 ay sonra bana ‘güvenliğimi sağlarsanız babamla yüzleşmek istiyorum’ diye söyledi. Ben de bunu yapabileceğimi söyleyince 30 Eylül 2014’te babasıyla bir terapi seansı yaptık. Terapi sırasında mağdur babasına durumu anlatamayınca ben Fatih Oflaz’a 8-13,5 yaş arasında kendisinin cinsel istismarına maruz kaldığını bana ilettiğini söyledim.

Fatih Oflaz bunu kabul etti. Hatta bir süre Amerika’ya gidip 4 seans terapi gördüğünü söyledi. Fatih Oflaz kendisiyle ilgili de bazı bilgiler verdi. Bu özel bir bilgidir ve hekim olduğum için açıklamam doğru olmaz ancak sanık Fatih Oflaz yurt dışında 4 kez psikoterapiye gittiğini, bu konuyu orada ilk kez açtığını, konunun kızını taciz etmesi ile ilgili olduğunu ilk kez orada bana söyledi. Hatta kendisi bunun sebebi olan çocukluğunda başına gelen bir olayı da orada (Amerika’da) anlatmış. Kendisi benden iyileşmek adına talepte bulundu.

Tedavisine benimle devam etmek istediğini söyleyince kızı tepki gösterdi. “Benim kurduğum olumlu bir ilişkiyi elimden almak istiyorsun” diyerek kızdı. Mağdur kızın babasından istediği tek şey tekrar normal baba kız ilişkisini yakalayıp yakalayamayacağını görmekti.

Fatih Oflaz gayet pozitifti. Kızına ‘aramız iyi olacak’ dedi. Mağdurun bana anlattığı her şey travmatik bellek ile uyumluydu. Travmatik bellek hiçbir zaman değişmez. Fatih Oflaz’ın kızıyla yüzleştiğinde ‘ben sana iyi bir baba olamadım’ deyip ağladığını hatırlıyorum.”

OFLAZ’IN PEDOFİLİ OLMASININ NEDENİ NE?

Turgut Kundakçı mahkemede Fatih Oflaz’ın durumunu, “Pedofili olarak tanımladı ve şöyle devam etti:

“Bu 18 yaşından ufak kişilerle bu kişilerin kabul edip etmediğine bakmaksızın onlarla cinsel münasebet kurulmasıdır. Ben mağdur çocuğa kronik dissosiyatif bozukluğu teşhisi koydum. Bu teşhisin nedeni çocukluk döneminde yaşanan yüzde 95-yüzde 98 oranındaki cinsel istismardır.”

“OFLAZ: EMLAK ALDIRMAK İÇİN İFTİRA ATTILAR’

  1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanık kürsüsündeki Fatih Oflaz suçlamalara, kızının annesini ve dolaylı olarak da kızını suçlayarak yanıt verdi. Oflaz’a göre Anne Aslı Kocaoğlu, kızı için ödediği nafaka kesilince, bu kez emlak aldırmak için kızını babasına karşı yönlendirmeye çalışmıştı. Oflaz emlak almayı kabul etmeyince de bu yola başvurduklarını iddia ediyordu.

Fatih Oflaz başta kızıyla ilişkisinin iyi olduğunu ifade ederken, “Balık tutar, kayak yapar, pizzacıya giderdik. Hayvanlardan korkmazdı. Bisiklete binmeyi çok severdi” dediği kızının zamanla sorunlu bir karaktere dönüştüğünü anlattı. Ona göre kızının sorunlu bir sosyal çevresi vardı. Erkek arkadaşı uyuşturucu kullanan biriydi.

Oflaz şöyle devam etti:

“Aslı, kendisine ev almam konusunda yönlendirmeye başladı. Daha önce kanser hastalığı geçirdiğim dönemde de kızım bana ‘Bebek’ten ev al baba’ demişti. Bu gayrımenkul alımı konusunda eski eşim Aslı beni kızımın olduğu bir yemeğe davet ederek Çukurcuma mahallesinde bir binanın bodrum katını almam konusunda ikna etmeye çalıştı. Ancak ben kabul etmedim.

15 Temmuz olayları sonrası Aslı beni kızımın yaşadığı eve davet etti. Gittiğimde içeride kızım, eski eşim Aslı ve daha öncesinde tanımadığını ama kendisini vekilleri olarak tanıtan bir avukat vardı. Avukat bana bir metin uzatıp 8 yaşından 16 yaşına kadar kızıma cinsel tacizde bulunduğumu, bu sebeple çalışamaz hale geldiğini ve 10 milyon dolar vermem gerektiğini, vermezsem şikayette bulunacaklarını söyledi.

Ben bu iddiayı ilk kez orada duydum. Bu iddia neticesinde eski karım Aslı’ya ‘Ne yapıyorsun’ diye sorduğumda Aslı da bana “Ödeyeceksin yoksa seni rezil ederiz’ dedi. Ben o sinir ile bir şeyler söyleyip çıktım. O dönemde durumu eşim Monica’ya da anlattım. Sonrasında Aslı Kocaoğlu ile bir kez telefonda görüştüm. “İftira atmaya utanmıyor musun? Maddi durumu da biliyorsun, bu parayı ödeyemem” dedim. Suçlamaların tamamı iftiradır.

Oflaz’ın anlattığı bu görüşme Galata’daki bir evde yaşanmıştı. Mahkeme bu görüşmede yaşananları istismar mağduru genç kadına da sordu. Mağdur kız çocuğu babasının “iftira” dediği olayları ve görüşmeyi mahkeme huzurunda şu sözlerle anlattı:

“Babamla yüzleştikten sonra o görüşmede bir daha dönmemek üzere yurt dışına gitmesini, çocuklarını bir daha görmemesini ve 10 milyon dolar para vermesini söyledim. Bana kendisi o güne kadar 120 bin dolar vermişti. Verdiği paraya hiç dokunmadım. Sonra kan parası istiyormuş gibi kendim rahatsız oldum. Sonra da babamdan şikayetçi oldum. Bu öylesine atılacak bir iftira değildir.

MEDYA PATRONUNA İSTİSMAR CEZASI 22 YIL HAPİS

Mahkeme yaklaşık 2 yıl süren yargılama sonunda, ortaya çıkan tanık ifadeleri, Adli Tıp Kurumu’nun verdiği istismar raporuna göre, ruh sağlığının bozulduğuna ve sanık baba Fatih Oflaz’ın birden fazla kez çocuğunu istismar ettiğine karar verdi. Buna göre Oflaz’ın kendi çocuğuna karşı kasıtlı işlediği suç nedeniyle 22 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi ve sanığın sabıkasız olmasını dikkate alarak cezasının 18 yıl 9 ay hapis olarak uygulanmasına hükmetti. Mahkeme Oflaz için yurt dışına çıkış yasağı koyup adli kontrol uygulama kararı aldı.

Hakkında Editör

Taraf olmayan, habercilik yapan Ekointernet Haber, bağımsız özgür, tarafsız habercilik ilkesini benimsemiş olup, hakkın ve haklının yanında yer almayı ilke edinmiştir.

Göz Atmak İster misiniz?

2025 yılında Türkiye’de asgari ücret ile emekli maaşları ne kadar olacak?

Türkiye’nin 2024 yılı itibariyle ekonomik durumu, en düşük maaşlar ve asgari ücretle geçinen geniş bir …

Bir yanıt yazın