İstanbul seçim sonuçlarına yapılan itirazlarla ilgili açıklama yapan Binali Yıldırım, “İmamoğlu ile aramızdaki fark 12 bin 200. Neden aradaki fark benim lehime artmaktadır?” Oylar sandıkta iç edilmiştir, bu kadar açıktır. Bizim oylarımız karşı adaya yazılmıştır.” diye konuştu. Yıldırım, Büyükçekmece’deki usulsüzlüklerle ilgili de “Burada iş CHP lehine 1 yıl önce planlanmış.” dedi. AK Parti İstanbul Milletvekili Abdullah Güler, “Bu sahtekarlık. Maltepe’de seçimleri durduran CHP’dir” ifadelerini kullandı.
Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım açıklama yapıyor. Yıldırım “Seçimde yapılan usulsüzlükler, yanlışlıklar, şaibeler, oy hırsızlıklarıyla sınırlı değil. Daha birçok yanlışlar var.” ifadelerini kullandı. CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu’nun futbol maçlarına gitmesiyle ilgili bir soruya Binali Yıldırım şu cevabı verdi: ”Amigolukla başkanlık olmaz. Başkanlığı verecek olan YSK’dır. Seçimden sonraki sürecin sonuçlanmasını sükûnetle beklemelidir. Benim tavsiyem odur. Bunun dışında yapılacak her türlü taşkınlık, her türlü toplumsal gerginlik sürece zarar verir.”
İşte Yıldırım’ın açıklamalarından satır başları:”Bu toplantı ile başta İstanbullu hemşerilerimiz olmak üzere halkımıza sevgi ve saygılarımı iletiyorum. Neden böyle bir toplantı yapmak hasıl oldu? Bildiğiniz gibi 31 Mart seçimleri Türkiye’de ve İstanbul’da gerçekleşti. Seçimlerden hemen sonra iki açıklama yapıldı. Seçim gecesi önce CHP adayı rakam vererek kazandığını ilan etti. 29 bin 500 civarında oy farkıyla kazandığını ifade etti. Biz de aynı gece 11’i 25 geçe eldeki bilgilere göre biz kazandığımızı söyledik.
YSK Başkanı Sadi Bey 27 bin 889 oy ile Ekrem İmamoğlu’nun daha önde olduğunu ifade etti. Böylece sandık sonuçlarına ilk bilgilerle beraber seçim esnasında, seçim tamamlandıktan sonra ortaya çıkan anormallikler, şaibeler, yolsuzluklar gibi anormalliklerin de gündeme geldiğini hep beraber gördük.
YARGISAL SÜREÇ DEVAM EDİYOR
Bu seçimleri ikiye ayırmak gerekir. Bir tanesi seçim günü yapılan işlemler, idari işlemler. İkincisi de seçim sonrası itirazların değerlendirildiği yargısal süreç. Yargısal süreç şu an itibariyle devam ediyor bildiğiniz gibi. Burada gerek AK Parti, gerek diğer partiler CHP ve MHP çeşitli yerlerde itirazlarda bulundu.
Ben kısa bu itirazların bir listesini söylemek istiyorum. 2014 yılı seçimlerinde, AK Parti 84 itiraz yapmış, 77’si reddedilmiş 7’si kabul edilmiş. CHP 45 itiraz yapmış, 4’ü kabul görmüş, 41’i reddedilmiş. Toplamda 191 itiraz olmuş, 19’u kabul görmüş.
2019 yılı seçimlerinde, yani 31 Mart’a geldiğimizde toplam 522 itiraz var, bunun 485’i itiraz görmüş ve 13’ü kabul edilmiş. 24’ü de kısmen kabul edilmiş. Herkes itiraz hakkını kullanmış. İtiraz sürecinde durum nedir itiraz sürecinde? İtirazlar sonucu geldiğimiz nokta nedir?”
AK PARTİ İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ABDULLAH GÜLER:
”22’inci maddenin ikinci fıkrası çok açık. Büyükşehir Belediye Başkanı’nın belirlenebilmesi için 39 ilçenin tamamında birleştirme tutanaklarının İl Seçim Kurulu’na gelmesi gerekiyor. İl seçim kurulu da kendi tutanağını yaptıktan sonra büyükşehir belediye başkanını en fazla oy alanı açıklıyor. Maltepe’de sayım devam ettiği için birleştirme tutanağı gelmemiştir. Burada kamuoyunda mazbata dediğimiz, sonuç tutanakları hazırlanamıyor.”
OYLAR SANDIKTA İÇ EDİLMİŞTİR
46 seçimleri yarı serbest seçimlerdir ve o itirazı da CHP yapmıştır. İlk açık oy gizli tasnif olmasına rağmen o itirazı yapan da CHP’dir. Dolayısıyla itiraz kültürü CHP’ye yabancı değildir. Bugün itiraza tahammülsüzlük anlaşılabilir değildir. 2014 seçimlerinde de CHP Ankara seçimlerini itiraz süreçlerinden sonra hem AYM’ye hem AİHM’e kadar götürmüştür. Biz hukukun peşindeyiz. Biz vatandaşlarımızın verdiği oyun sandıkta iç edilmesinin önüne geçilmesini istiyoruz. Bunu da kısmen başardık. Başlangıçta 27 bin açıklanan rakamlar bugün 12 bin 200 seviyesine gerilemiştir. Bir şeye İstanbullular’ın dikkatini çekmek isterim.
İki parti veya iki aday birbirine yakın oy aldığı halde neden aramızdaki fark benim lehime artmaktadır? Bu sorunun cevabını bekliyorum. Normalde yanlışlık varsa bu yanlışlık her iki aday için de aynı şekilde olması icap eder. Bu şunu gösteriyor, oylar sandıkta iç edilmiştir. Bu kadar açık. Bizim oylarımız karşı adaya yazılmıştır. Bunlar tespit edebildiklerimiz. Bugüne kadar oyların sadece yüzde 10’u sayılabilmiştir. Biz eminiz ki bu oyların tamamı sayılabilmiş olsaydı eğer rakip aday CHP buna rıza gösterseydi mutlaka bu seçimin sonucu böyle olmayacaktı. Bu fark kapanacak ve tersine dönecekti. Bunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Tabi her iki halde de şunu da söylemek isterim. Seçimin bu şekle dönüşmüş olması tatsız bir şey. İstanbul gibi memleket büyüklüğünde bir şehri yönetecek başkanın; şaibeler ve sakatlanmış bir seçim sonucuyla başkan olması doğrusu pek hoş bir şey olmaz.”
AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak – Binali Yıldırım ve AK Parti İstanbul Milletvekili Abdullah Güler
YSK İŞİN PATRONUDUR
Başkanın güçlü şekilde görev yapması ve İstanbullular’ın özlediği hizmetleri yerine getirebilmesi bütün İstanbullular’ın arzusudur, beklentisidir. Biz başından beri hukuk vurgusu yapıyoruz. Adalet diyoruz. Dolayısıyla şu anda da işleyen süreç bundan ibarettir. YSK işin sahibidir, patronudur. Ve seçimle ilgili itirazları tamamiyle YSK yönetmektedir. İtirazların bir kısmını bizim taleplerimizi reddetmiştir, bir kısmını kabul etmiştir. Aynı şekilde CHP’nin bir kısmı kabul edilmiştir, bir kısmı reddedilmiştir. Sona yaklaşmış bulunuyoruz. Maltepe’deki sayım da tamamlandığında bu süreçler tamamen bitmiş olacak. Böylece YSK bir karara varmış olacaktır.
SEÇİMİ KAZANDIĞININ KARARINI SEN Mİ VERECEKSİN?
Ben bu noktada şunu anlayabilmiş değilim. Bir tahammülsüzlük var ortada. ‘Seçimi kazandık verin mazbatayı’ Ya kardeşim seçimi kazandığının kararını sen mi vereceksin? Bugüne kadar bu ülkede onlara seçim yapıldı. Kararını veren yer YSK’dır. Bugün böyle verilmiş bir karar var mı? Belediye Başkanıyım diye kart bastırırsan, belediye başkanıyım diye Anıtkabir defterine imza atarsan ve belediye başkanıyım diye sokakta dolaşıp mitingler yaparsan, YSK’nın vereceği kararı etkilemekten başka ne iş yaparsın? Hukuk devletinde baskılarla, hakimleri, karar vericileri etkilemek mümkün değildir. hakimler hukuka göre karar verir. Hakimler kararlarıyla konuşur. Dolayısıyla hepimize düşen sonucu sükunetle beklemektir. Dış ülkelere mesajlar göndermek, dış ülkelerden Türkiye’ye baskı yapmasını sağlamak, bunlar bizim milletimizin canını sıkmaktadır.
İMAMOĞLU’NA YSK’NIN VERECEĞİ KARARI BEKLEMESİNİ TAVSİYE EDİYORUM
Ve dünyaya Türkiye’yi bu konuda şikayet etmek, Türk hukuk sistemine yapılabilecek en büyük kötülüktür. Ben Sayın İmamoğlu’nu, değerli rakibimi, bu gibi tecrübesiz davranışlara son vermesini ve sükunetle YSK’nın vereceği kararı beklemesini bir kez daha tavsiye ediyorum. Seçim ile yapılan usulsüzlükler, yanlışlıklar, şaibeler oy hırsızlıklarıyla sınırlı değil. Daha birçok yanlışlar var. Mesela, Büyükçekmece’deki olay.
AK PARTİ İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ABDULLAH GÜLER’DEN BÜYÜKÇEKMECE AÇIKLAMASI:
”Büyükçekmece ilçemizdeki tüm seçimlerin, hem büyükşehir seçimleri, hem belediye başkanlığı seçimlerin 298 sayılı seçim kanunu içerisinde iptali ve yenilenmesi talepli şu anda YSK’nın gündeminde bulunuyor. talep dilekçesinde neler var? Öncelikli olarak Büyükçekmecemizdeki kamuoyunun gündemine giren husus, usulsüz ve sahte seçmen işlemlerinin gerçekleştirilmiş olması.
1 Ocak itibariyle başlayan seçim takvimiyle 57 milyon 89 bin olarak kesinleşmiş seçmen listesinin, oradaki Büyükçekmece’de askıya çıkan seçmen listeleri; incelemeler sonrasında toplamda 717 seçmenin usulsüz bir şekilde Büyükçekmece seçmen listesinde yer aldığı tespiti yapılmış ve bu seçmenler YSK tarafından dondurulmuştur.
Yapılan soruşturma neticesinde bu işlere karışan 12 şüpheli hakkında işlem yapılmış, iki tanesi tutuklanmıştır. Bu iki kişi kimdir? Kaymakamlığın oluru ile Büyükçekmece Nüfus Müdürlüğü’nde göreve başlamasıyla o hususlar meydana gelmeye başlamıştır. En son aldığımız bilgiler, kendisinin şifresiyle 7 bin 853 işlem karşısında 24 Haziran seçimlerinde seçmen listesinde yer alan 3 bin 55 kişinin seçmen statüsünün düşürüldüğü; aynı zamanda da yine Büyükçekmece’de oturmadığı halde Büyükçekmece’de sahte numaratajlar vermek suretiyle, arsaların, inşaatı devam eden binaların, bina içinde mesken oluşturma şekliyle yaklaşık 7 bine yakın işlemin de gerçekleştirilmiş olduğu ortaya çıkmış durumda.
Şimdi biz Büyükçekmece’de 130’uncu maddeye dayanarak yapılan bu itirazımız; ilçe birleştirme tutanakları başladıktan sonra bugüne kadar kesinleşmiş olsa bile seçimlerin sonuçlarını doğrudan etkileyen müessir olayların veya hallerin yaşanması halinde ilgili itirazcıya 130’uncu madde olağanüstü itiraz yoluyla seçimlerin iptali ve yenilenmesi hakkını tanıyor.
Seçim sonuçlarına baktığımızda 4 bin 200 gibi farkla CHP adayı kazanmış gibi görünüyor. Ancak yapılacak işlemlerin sonrasında Büyükçekmece seçmen listesinde seçmen tarafından tanınması mümkün olmayan, yaklaşık 11 bin kişinin lisitede yer alması mümkün değil. Şu anda itirazlar kabul edilmiş durumda. Sahtecilik, gerek savcılık soruşturmasında gerekse mülkiye başmüfettişin yaptığı soruşturmada yer alıyor.
Şimdi siz usulsüz ve sahte olarak, adrese dayalı kayıt sisteminde yer almaması gereken kişileri, Büyükçekmece’de yer aldırarak seçmen vasfını yer aldınız. Bu kişilerin oy kullandığı ortaya çıkar ise, bu olay tamamen sandık sonuçlarını doğrudan etkileyen usulsüz bir olaydır ve haldir. Şu anda Büyükçekmece’mizin itiraz konusu ana başlığından birisi bu. Malumunuz yetkisi olmayan usule uygun düzenlenmemiş bir kurulun yaptığı işlemlerin hukuken bir geçerliliği olmaz. Bölgede asker kişilerin kısıtlı değişmiz kişilerin de Büyükçekmece seçmen listesinde yer aldığını itiraz dosyamızda arz ettik. YSK bu iddiaları araştıracak ve gerekli kararı verecektir.”
BU İŞ 1 SENE ÖNCEDEN PLANLANMIŞ
Büyükçekmece olayında deniliyor ki ‘Seçmen naklini herkes yapıyor, siz de yaptınız’…
Bu sahtekarlık. Kendi iradenizle seçmen nakli yapmıyorsunuz. Bilgisayarın başında belediyeden aldığınız numaratajı kullanarak oturduğunuz yerde bu seçmen girişlerini yapıyorsunuz.
Ne kadar hazin bir durum ki MHP İlçe Başkanı evine 6 tane seçmen yazılmış haberi yok. Kepazeliğin geldiği boyutu görüyorsunuz.
Bu arkadaş kim? CHP’li, belediyeden nüfusa geçici görevlendirilen biri. Bu iş 1 sene önceden planlanmış.
Sahtekarlığın son kullanma tarihi olmaz. Sahtekarlık başta yapılmışsa sonuna kadar da devam eder.
Bu seçimlerin bu hale gelmesini körükleyen rakip adaydır. Yoksa bu itiraz süreçleri her dönemde olmuş ve sükûnet içinde değerlendirilip karar bağlanmıştır.
TRİBÜN TRİBÜN DOLAŞACAĞINA SAKİN OTURUP SONUÇLARI BEKLESEYDİ
Mansur Yavaş soyadı gibi yavaş hareket etmiş, bütün süreçlerin tamamlanmasını beklemiş ve kendisine belediye başkanı olduğuna dair belge verilmiş ondan sonra Anıtkabir’e gitmiş ve görevine başlamış. Ben tebrik ediyorum. Sorumluluk taşıma bu.
Keşke Sayın İmamoğlu da bunu yapsaydı. Tribün tribün dolaşacağına sakin oturup benim gibi sonuçları bekleseydi.
Bu benim ikinci toplantım.
MURDAR OLMUŞ BİR SEÇİMDİR
Bu seçim başlı başına murdar olmuş bir seçimdir. Murdar etin de kavurması olmaz.”
AK PARTİ İSTANBUL MİLLETVEKİLİ VE SEÇİM KOMİSYONU ÜYESİ ABDULLAH GÜLER:
”Baktılar ki CHP yetkilileri mazbata diye tutturdular ve alalacele ilçe seçim kurulları hakimlerini baskı altına alarak, bazı yerlerde hakaret ederek yeniden sayım tasnif heyeti kurdular. Bu da yetmez yeni bir tane olsun dediler, o da yetmez 30’a çıkarttılar. Ben size burada bir belge göstermek istiyorum. 298 sayılı seçim kanununun 18’inci maddesi bir ilçede ilçe seçim kurulunun nasıl kurulacağına dair bir kanun maddesi. 20’inci madde de yetki ve görevlerini anlatır. Bir ilçede seçimin düzenle yürütülmesini sağlamak için tedbirleri almak ilçe seçim kuruluna verilmiş. 7 tane üyesi var. Maltepe’de kimler var? CHP var, AK Parti var, MHP var, Saadet Partisi var. Bu belgeye göre ilçe hakimi kendi bireysel tasarrufuyla bir karar veriyorlar. Şunları şunları yapacağız diye. Oldu bitti ile kargaşa çıkararak bir işlem tesis ediyorlar. Biz bunu YSK’ya taşıdık. İlçe seçim kurulu var orada, bir kurul ancak karar verebilir. Kurul tedbirleri alabilir. Siz bir hakim olarak tek başınıza bir imza açarak, ikinci hakimi de getirerek bir karar oluşturamazsınız. YSK da evet böyle bir işlem tesis edilemez, ve kendisi de çok net bir karar verdi. Ve dedi ki, bu şekilde her iki karara vererek bu şekilde bir işlem tesis edemezsin dedi.
CHP’lilere sormak lazım. Böyle mi yapmak lazım? Sonra da diyorlar ki kargaşa çıkarıyorlar. Şunu çok net söylüyorum. Bugüne kadar yapılan oy sayımıyla ilgili her türlü engelleyici parti CHP’dir. Burada aynı zamanda MHP’nin belediye başkanı ile ilgili oy pusulaları sayılıyor. Bir oy bile önemlidir. Net bir şekilde sandıkta kime nasıl oy verildiğinin açık şekilde ortaya çıkartılması için şeffaf, her türlü güvenlik tedbirlerinin alındığı bir alanda bu oy sayımının ve doğru mu yanlış mı diye denetimin yapılmasını niye istemiyor? İki üç kişiyle oy sayımı yaptılar. MHP ve AK Parti üyesi olmadan torbaları açtılar, usulsüz şekilde açtılar. O torbalarda ne olduğunu bilmiyoruz. Bu bile seçimin iptalini gerektirmektedir. Bu aceleciliklerini halen anlamış değilim. Yasal ve hukuki süreç devam ediyor.”
EŞELEDİKÇE BİR ŞEYLER ÇIKIYOR
Olay çok basit. Yani eşeledikçe bir şeyler çıkıyor. Yani burada yapılması gereken iş, bu işin sonucunu beklemek. Biz bir oyun peşindeyiz. İstanbullu’nun verdiği oyun iç edilmemesi için mücadele veriyoruz. Bunun dışında başka bir amacımız yok. Bu insanlar fedakarlık yaptı. Geldi oy verdiler. Oyların istediği şekilde yerine gidip gitmediğinden emin olmaları lazım. Bunun takipçisi olmaya sonuna kadar devam edeceğiz. Sonuç ne olursa olsun. Kararı YSK verecektir. YSK’nın kararı da herkesi de bağlayan bir karar olacaktır. Sayın İmamoğlu, ‘Tek güvendiğim kurum YSK’dır’ açıklaması yapmıştır. Ama bugünlerde yavaş yavaş o açıklamayı da değiştirmeye çalışıyor. ‘Güvenim azalıyor’ gibi laflar ediyor. Hukuk devletinde müracaat edeceğimiz başka bir makam bulunmamaktadır.
“Sayımlar kasten uzatılıyor” lafının da maksatlı olduğunu işte gördük. Ama şunu bilsin. İstanbullular şunu bilmeli ki seçim gecesi sayım heyetinin sayısı sandık sayısı kadardır. 31 bin 186 heyet vardı. 8,5 milyon oyu sandılar. 8-9 saatte saydılar. Şimdi heyet sayısı bazı yerlerde 3-5 olsa 150’yi geçmez. 150 heyetin bu kadar oyu ne kadar zamanda sayacağı ortada. Her sandığa heyet kurmak demek seçimi yeniden yapmak anlamına geliyor. Şu anda itiraz süreci devam ettiğine göre, orada da işi yönetecek olan seçim kuruludur. Seçim kurulu orada kararını, sandık güvenliğini, herhangi bir kargaşa çıkmasını önlemek mecburiyetidir.
5500 BANA ÇIKIYOR, 500 ONA ÇIKIYOR… BU NORMAL Mİ? SORUYORUM…
Bazen şu da söyleniyor. ‘Siz gözünüzü dört açsaydınız da hileler olmasaydı.’ İyi tamam bunlara itirazım yok. Ancak yani bu hırsızlığı, şaibeyi, bu yapılan yolsuzlukları haklı gösterir mi? Yani biz itiraz etmesek, 29 binden 12 bine kadar çalınan oyları geri getirmesek bitmişti olaylar. Kimin oyu bu? Senin benim, onun İstanbullu’nun oyu. Bunu yapmaya hakkımız yok. Biz, bize verilen veya rakip adaya verilen oyların yerli yerine gitmesinden mesulüz. Şimdi bir türlü tabi izah edilemeyen konu… Tamam rakibe de oy çıkıyor, bize de oy çıkıyor. 5500 bana çıkıyor, 500 ona çıkıyor. Bu normal mi? Soruyorum… Bu bile başlı başına ciddi şüpheler, organize bir kötülüğün olduğunu ortaya koyuyor. Bu konuda organize bir kötülük yaşanmıştır. Bunun açığa çıkarılması gerekiyor.
SEÇİMDEN SONRA BİZİ YÜZLERCE İNSAN ARADI… BUNU DA İLK KEZ PAYLAŞIYORUM
Seçimden sonra bizi yüzlerce insan aradı. Bunu da ilk kez paylaşıyorum. Sandıklarda üç pusula yerine iki pusula verildiğini söylüyor insanlar. Yani ilçe belediye başkanı adayına pusulası, belediye meclis adayının pusulası, büyükşehir adayının pusulası verilmiyor bazı sandıklarda. Bu da üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Bu da bu işin baştan organize edildiğini ortaya koyan somut bir şüphedir. Bunun da mutlaka dikkate alınması gerekir. Onlarca delilden bahsedebiliriz, usulsüzlükten bahsedebiliriz, özensizlikten bahsedebiliriz. Bunların örnekleri de var.”
SORU – CEVAPLAR
Soru: YSK, İstanbul’daki seçimleri iptal ederse yeniden aday olacak mısınız? Küstü dediler vesaire dediler…
BİNALİ YILDIRIM: Tekrar şunu bilmenizde yarar var. Süreci YSK yönetiyor. Dolayısıyla YSK’nın vereceği kararlar ortada yokken böyle bir süreç yaşanmamışken bu şekilde bir öngörüde bulunmak anlam ifade etmez. Bekleyelim, YSK’nın vereceği karar neyse ona göre herkes durumunu değerlendirecek ve bir yol haritası çizecek. Biz şunu söyledik. İlk baştan mazbatayı YSK’yı kime verirse başkan odur. Bu söylediğimin bugün de geçerli olduğunu söylemek isterim.
SORU: Büyükçekmece’de polis evlere gidip inceleme başlatmıştı. Abdullah Bey 12 kişi hakkında incelemeden bahsetti. Bu inceleme sonucu mu işlemler yapıldı? Vatandaşlar 2,5 yaşında çocuğunun seçmen kaydında isminin göründüğü ve oy kullanıldığına dair. Net bir bilgi var mı?
BİNALİ YILDIRIM: Bir idari ve adli soruşturma devam ediyor. Detayları Abdullah Bey takip ediyor.
AK PARTİ İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ABDULLAH GÜLER: İdari ve cezai soruşturma aynı anda devam ediyor. Polislerin yaptığı çalışma, nüfus ve vatandaşlık kanunu içerisindeki usulsüz beyanlar ve usulsüz işlemlerin yapıldığı anda mülki idari amirinin kararıyla bunların keşfedilmesi ve yapılan inceleme noktasında neler varsa idari tatbikat raporu için çalışma yürütüyor.
Burada kamu görevini kötüye kullanma, menfaat temin etme var. Bu anlamda cezai soruşturma yürütülüyor.
SEÇİME İLİŞKİN TAKVİM
Olağanüstü itiraza başvurduk. ‘Seçimin sonuçlarını etkileyen müessir olaylar’ diyor. Bu durum yapılan araştırmanın sonucunda doğrudan etkileyen olay olarak tespiti yaptığı andan itibaren YSK karar verecek. Orada CHP’li bazı yetkililerin de ifadesini söylemek isterim. 130’uncu madde seçim takvimiyle birlikte işleyen, her türlü usulsüz, yolsuz işlem seçim sonuçlarını etkiliyorsa dikkate alınır diyor….
SORU: Bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan ile nasıl bir değerlendirme oldu? Teşkilata yönelik özeleştiri olabilir mi? Maltepe’de Perşembe gününden dün akşama kadar 400’ün üzerinde sandık sayıldı. Geç mi kalındı itirazda?
BİNALİ YILDIRIM: Biz her seçimden sonra parti olarak değerlendirmelerimizi yaparız. Özeleştirimizi de yaparız. Cumhurbaşkanımızla bu çerçevede görüştüm. Parti yetkilileriyle de istişare halinde olduk. Bunları diğer seçimde olduğu gibi bu seçimde de yaptık. Bunlar, bir sonraki seçimler için en azından durumumuzu gözden geçirip, eksik olduğumuz yönler varsa onları tamamlaya dönük hususlardı.
Sandık başında görevliler var. ama bu seçimdeki yapı; ben kimseyi suçlamak maksadında değilim. Ama sandık başındaki yapı ittifaktan dolayı biraz farklı olmuştur. Nasıl farklı olmuştur? Cumhur İttifakı olarak Beşiktaş, Silivri, Maltepe dışında MHP girmediği için seçimlerde genellikle üye veremedi. Dolayısıyla üyeler iki tane memurdan oluştu, bir AK Parti, bir CHP, bir HDP, bir Saadet, BBP ve Vatan Partisi. Dolayısıyla bunları ittifak çerçevesinde düşündüğünüz zaman ağırlık diğer ittifakın üyelerinde gözüküyor. Bunu itirazlarda da görüyoruz. İtirazda şöyle durumla karşılaşıyoruz. Oy mühürü yuvarlağa basmamış, AK Parti amblemine basmış. O da siyahi o da siyah. Fark edilmemiş iptale atılmış. Yeniden sayılınca fark ediliyor. Bunun normalde AK Parti adına geçerli sayılması gerekirdi değil mi? Öyle mi oluyor? Olmuyor, oylamaya sunuyor. Oyda da doğal olarak AK Parti yalnız kalıyor. Diğerleri göz göre göre geçerli olması gereken oy geçersiz olarak tekrar kayda geçiyor. Bunlar hoş şeyler değil. Gerçek tartışmasız bir durum varsa bunun oylaması olmaz. Şüphe varsa, fikir ayrılığı varsa, mühür iki şeyin arasına taşmışsa, ilgisiz yere basılmışsa falan bunlar konuşulabilir ama bu kadar açık hususu oylamaya sunmak herhalde bir anlam ifade ediyor.
Tabi bu bahsettiğiniz konu, doğru bir dikkat etmeliydik. Ona bir endişem yok. Tabi ki, ama sandıklar genellikle güven esasına dayalı çalışır. Dikkat etmesi gereken müşahitlerdir. Birbirlerine şüphe esasıyla bakarlarsa o sandıkta seçimi yapmak mümkün olmaz. Orada başkan görev taksimini yapar, sen sandık sayım sonuçlarını yap, sen pusulayı göster, sen yazıları yaz gibi görev taksim edilir. O görevleri herkes yapar. Burada da öyle olmuştur.
Bizim gözden kaçırdığımız veya fark edemediğimiz bir şeyi, eğer bu bir hileyse, bu bir usulsüzlükse, bu bir organize kötülükse bunu masum göstermez. Esas olan işi düzgün yapmaktır. Maalesef iş düzgün yapılmamıştır. Sandık günü ve sandıktan sonraki sayım süreci içerisinde de 20’den fazla kanunlara uymayan yanlışlar, usulsüzlükler tespit edilmiştir.
ABDULLAH GÜLER: Biz çok yapıcı davranıyoruz. Kendilerinin kaldırdığı 5 terminalin kurulması konusunda yardımcı olduk. Maalesef oradaki baskı ortamı devam etti. En son oldu bitti ile 20-30’a çıkartma girişimi üzerinde, burada işlem yapılması gerekiyor. Siz sayım tasnif heyetlerini artırdığınızda, orada görev yapacak siyasi parti görevlilerinin hazır olması için tebligat çıkarılması gerekiyor. Orada olaylar çıktı. CHP’li vekillerin karıştığı olaylar çıktı. Daha sonra eski haliyle devam etti. O süreç devam ederken yine böyle bir girişim olunca bir an önce bitiririz diye karar aldılar. Biz hemen YSK’ya itiraz yaptık ve Pazar günü de bu karar çıktı. Ortada duyum üzerine bir şey yok. ‘Duyduk öyle diyorlar’ gibi iddiayla YSK’ya şikayette bulunuyorlar. Bunu YSK’ya taşıdık. İptal etti. Şöyle de bir ihtarda bulundu. ‘İlçe seçim kurulu üyeleriyle toplantı yap, ne gibi tedbir alıyorsak orada karar al’ gibi…
AMİGOLUKLA BAŞKANLIK OLMAZ
SORU: Devlet Bahçeli de tepki göstermişti. İmamoğlu’nun iki maça gitmesi… Siyasette de tartışılıyor. Siz ne diyorsunuz bu konuda?
BİNALİ YILDIRIM: Ben bunu doğru bulmuyorum. Amigolukla başkanlık olmaz. Başkanlığı verecek olan YSK’dır. Seçimden sonraki sürecin sonuçlanmasını sükûnetle beklemelidir. Benim tavsiyem odur. Bunun dışında yapılacak her türlü taşkınlık, her türlü toplumsal gerginlik sürece zarar verir.
Soru: Seçim sürecinin bu hale gelmesi tatsız bir şey demiştiniz. Sürecin bu kadar uzun süreceğini tahmin ediyor muydunuz? Muhalefetin iddiası var. İçişleri ve Adalet Bakanı, YSK üyelerini arayıp üzerinde baskı kurmaya çalışıyor diye… Gerekçe olarak da sizin seçim gecesinden itibaren Cumhurbaşkanı, İçişleri ve Adalet Bakanı ile görüşmenizi öne sürüyorlar…
BİNALİ YILDIRIM: Bizim Cumhurbaşkanı ile bakanlarla görüştüğümüz için onlar seçim kurulunu aramışlar öyle mi? Bakanlardan yanılmıyorsam İçişleri Bakanı bu iddiayı ortaya koyanlar için suç duyurusunda bulundu. Ben bu ülkede Başbakanlık yaptım, partimin kuruluşunda yer aldım. Genel başkanımla her zaman görüşürüm, bakanlarımla bugün de görüşürüm, yarın da görüşürüm, her zaman görüşürüm. Bunu daha önce de açıkladım. Buradan yola çıkarak YSK’yı etkileme gibi bir ithamda bulunmak akla ziyan bir iştir. Bu kadar açık ve net söylüyorum.
Gecikme meselesi tamamen teknik bir konu. Sayımların seçim günü sandık sayısı kadar sayım heyeti vardı. Şimdi o kadar yok. Bir ilçedeki bin tane sandığı en fazla 10 heyet sayabiliyor. Mesela Yalova seçimleri 21 Nisan’da vermiş… 2014’te CHP itiraz etti ve seçimlerin iptaline karar verdi. ABD’de biliyorsunuz 8 ay sürdü seçimlerin kararı. Yani 21 Nisan’da karar vermiş Yalova’da. Şu anda 15’i değil mi? Burada zaman makul bir şekilde işliyor. Dediğim gibi bütün bu mesele hakim teminatıyla YSK’nın sevk ve idaresinde yürüyor. Biz bu zamanı hızlandırın, bu zaman çok uzuyor deme imkanına sahip değiliz. Kaldı ki desek de bir anlam ifade etmez. Sürecin ihtiyacı olan zaman kullanılacak. Aksi halde bütün bu hakkımızı, hukukumuzu kimse bizim takip etmekten vazgeçmemizi beklemesin. Bunu kısaltmanın yolu ‘biz bir şey istemiyoruz’ demek olur…
SORU: Defalarca İstanbul’da açıkça seçimi kazandı AK Parti. Şahsen ben de öyle düşünüyordum. Geçen seçimde Kadir Topbaş, Sarıgül’e 600 bin fark attı. Bu seçimde bu fark sıfıra indi. İzmir İl Başkanı başarısız gördü kendini istifa etti. İstanbul İl Başkanı istifayı düşünüyor mu acaba?
İkinci sorum da şu, olay Büyükçekmece’de düğümleniyor. Fakat Büyükçekmece Belediye Başkanı mazbatayı aldı. YSK yeniden seçim kararı alırsa zaten sorun kalmayacak. İmamoğlu’na mazbata verilseydi, ondan sonra olağanüstü itiraz etseniz doğru olmaz mıydı? Böylece mağdur olarak miting fırsatı verilmemiş olurdu…
BİNALİ YILDIRIM: Olağanüstü hal ile ilgili müracaat henüz yapılmadı. Büyükçekmece ile ilgili yapıldı. Onun da görüşmesini henüz YSK karara bağlamış değil. Şöyle, onun hukuki cevabını Abdullah Bey daha iyi verir. Mazbata verilse ne olur, verilmese ne olur… Hukuki sonuç nedir? Onu Abdullah Bey açıklasın. İl Başkanı yanımda benimle beraber. Onun dışında başka bir şey söylemem yersiz olur.
ABDULLAH GÜLER: 2972 sayılı mahal idareler kanunu 22’inci maddesinde; mazbata kavramı bir kanun metninde genelgede geçmez. Buna tutanak der. Yani o bölgede o seçim çevresinde en fazla oy verdiği kişiye verdiği belgenin adı. 222’inci madde çok açık. Sandık kurullarınca gönderilen tutanaklar, ilçe seçim kurulu tarafından birleştirerek en çok oy alan seçilmiş olur. Büyükçekmece’de sayımlar tamamlandı, ilçe birleştirme tutanağı hazır. O kişiye, kim almışsa CHP adayına verildi. Tutanak, mazbata…
Peki büyükşehirde ne oldu? İkinci fıkra, ilçe birleştirme tutanakları ilçelerden il seçim kuruluna getirilir. En çok oy alan aday büyükşehir belediye başkan adayına verilir. Siz il birleştirme tutanağı hazırlayamazsanız, Ekrem İmamoğlu’na nasıl bir mazbata vereceksiniz? Duyumlara göre mi? Rakamlarla konuşmak lazım. 39 ilçede kaç oy aldı? Tek tek birleştireceksiniz… O daha sağlanmadı. Maltepe’de devam ediyor. Esenyurt’ta Pazartesi’ye kadar devam ediyordu.
Soru: YSK, Maltepe’de 400 sandığın yeniden sayılması kararını kaldırdı… Yorumunuzu alabilir miyim?
ABDULLAH GÜLER: Bu eksik bilgi olabilir. Siz CHP’li yetkililere şunu sorun. AK Partili üye olmadan, MHP’li üye olmadan siz bu sandık torbalarını açtınız ve nasıl saydınız? Sorun lütfen. Bu sayılan sandıkların da yeniden sayılması kararını aldı ilçe seçim kurulu. O kararı hangi gerekçeyle bilmiyorum. Ancak ilçe seçim kurulunun kararı ortadan kaldırılamaz.
SORU: Bazı bazın kuruluşlarında siz ve İl Başkanı Şenocak hakkında söylemler var… Birbirinizi istemediğiniz konusunda…
BİNALİ YILDIRIM: Görüyorsun işte yan yana oturuyoruz.
Soru:Ekrem İmamoğlu’nun seçimi kazandığı andan itibaren ilk tarih 1 Nisan’da sansürle başlayan süreç daha sonrasında CHP mensuplarının İBB çalışanlarını sosyal medya üzerinden taciz etmek, belli mülakat sonuçlarına itiraz etmekle devam etti ve dün İmamoğlu cephesinden ‘Benimle Saraçhane’ye yürüyecek misiniz’ dedi. Bu çağrı, CHP’nin sertleşen dili size ne ifade ediyor. İkinci olarak ‘Binali bey halka inemedi’ diye eleştiriler var. Bu kurgu ve söylem üzerine algı oluşturuyorlar. Cevabınızı merak ediyorum.
BİNALİ YILDIRIM: Binali bey hiç halkın arasından çıkmadı. Halkına arasına inemedi olmaz. 90 günlük kampanyada bunun en yakın şahitleri sizlersiniz.
Diğer konuda da bu sokağı hareketlendirme alışkanlığı yeni değil. Bu alışkanlığın geçmişte de örneklerini biz gördük. bunun hukuk devletinde yeri olmadığını herkesin bilmesi lazım. Özellikle Türkiye’nin muhalefetteki birinci büyük partisi daha sorumlu hareket etmelidir. İstanbullu’nun da vatandaşlarımızın da beklentisi bu yöndedir.
SORU: Rakip adayınızın seçimden önceki ve sonraki tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?
BİNALİ YILDIRIM: Bir sabırsızlık hali var. bana göre daha ağır başlı, olgun şekilde bekleyip sonucu görmesi daha doğrudur. Her şey, bütün bu itiraz süreçleri sağlıklı şekilde işlemeli ve bu sürecin sağlıklı şekilde sonuçlandırılmasına katkı sağlamalıdır. Ben bunu yaptım başından beri… Dikkat ederseniz dakika başı çıkıp her şeye laf yetiştirmedim. Benim devlet adamlığıma, tecrübeme uymayan bir şeydir. Seçim olmuştur, İstanbullular söyleyeceğini söylemiştir. Bundan sonra seçimin itiraz süreci devam etmektedir. Bizim görevimiz onların görevini zorlaştırmak değil, onları baskı altına almak değil işlerini rahat yapmalarına yardımcı olmaktır. Ben de arkadaşıma bunu öneririm.
SORU: Bu eldeki veriler, kesinlikle seçimleri iptal ettirebilir diyebilir misiniz?
BİNALİ YILDIRIM: Bu dosya, bildiğimiz bir gerçek var. Bizim uzmanlarımız, partimizin seçim işlerinden sorumlu arkadaşlarımız, İl Başkanlığımız, bütün arkadaşlarımız bu çalışmayı yaptı ve tam kanunsuzluk olduğu gerekçesiyle müracaat yapılacak. Şu aşamada söyleyebileceğim bundan ibaret. Ben kendimi YSK’nın yerine koyup bir şey söyleyemem. Ama ciddi usulsüzlükler, yolsuzluklar ve seçimi sakatlayan ciddi bulgular mevcut.
SORU: Organizasyonun ortaya çıkarılmasına yönelik operasyon yapılıyor mu? Gözaltı var mı?
BİNALİ YILDIRIM: Benim bildiğim savcılıklar bu konuda bazı çalışmalar yapıyorlar. Büyükçekmece’de iki tutuklu var. Ama bu seçim sonrası gelişmelerle ilgili de hem Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı hem de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı sanırım tahkikat yapıyor. Suç duyurusu yapıldı.
SORU: Bu seçimi kim kazanmış olursa olsun aranızdaki fark az olacak. Siz çok deneyimli bir siyasetçisiniz. Sizce neden çok daha açık bir farkla kazanmadınız bu seçimi? Ekonomi mi etken oldu? Yeni genç seçmen mi oldu? Ne oldu değerlendirmenize göre…
BİNALİ YILDIRIM: 2014 seçiminde AK Parti adayının oyundan daha fazla oy aldım bunun bilinmesini isterim. Biz düşük oy falan almış değiliz. Bu seçimde karşı adayın daha fazla oy almasının sebebi ittifakların oluşmasından kaynaklanıyor. Oy oranlarının yakın olması bundan kaynaklanıyor. En yakın 24 Haziran milletvekili seçimlerinde partimizin aldığı oydan 278 bin daha fazla aldım. Demek ki daha düşük oy aldığımız meselesi gerçeği yansıtmıyor.
SORU: İçişleri Bakanlığı, yargı, emniyet, hükümet yıllardır bu konu üst düzeyde korunurken, büyük bir usulsüzlük nasıl bir yol bulabildi? Böyle bir sonuç nasıl çıkabildi? Murdar olmuş bir seçim dediniz… Bir vatandaş olarak murdar olmuş bir durumun son tahlilde iki adaydan biri olmanız, sizde bundan sonra nasıl bir duygu bıraktı?Özellikle HDP’nin İstanbul’da aday göstermemesi ve seçim öncesi sonrası yapılan anketlere bakıldığında aslında İstanbul’da HDP’nin konsolide ettiği seçmenin İmamoğlu’na oy verdiğini görebilmeniz olası… İstanbul’daki Kürt seçmenle temas kurabildiğinizi, kuramadıysanız sebepleri neler?
BİNALİ YILDIRIM: Seçim güvenliği ayrı bir şey, seçimlerin yapılması ayrı bir şey. Hükümetin görevi sandık güvenliğini sağlamak ve vatandaşın özgürce oyunu kullanmasına zemin hazırlamak, oradaki karışıklıklara meydan vermemek. Ama seçimin sandıktan oylar atıldıktan sonra sayım sürecinde polis gelip başında duracak diye bir şey yok. Sandık kurulları bir asayiş durumu ortaya çıkarsa davet üzerine gelebilir. İki şeyi birbirinden ayırmak lazım.
Murdar olmuştur. Murdar etin kavurması olmaz dedim. Bu beni de karşı rakip adayı da bağlıyor. Bu seçimlerde kim kazanırsa kazansın. Neticede bu seçim çok konuşulacak. Onu söylemek istiyorum.
Diğer bir konu da HDP. HDP biliyorsunuz millet ittifakıyla beraber hareket etti ve kendi seçmen tabanına da oraya oy verilmesi telkininde bulundu. Biz 15 milyon İstanbullu’nun, oy kullanacak 10,5 milyon İstanbullu’nun olabildiğince herkesle temas kurduk. Herkesle konuşmaya çalıştık. Baştan sona kadar biz projeleri konuştuk. İstanbul’un geleceğini konuştuk. Bunun dışında başka bir şey yapmadık. Aldığımız sonuç bu kadar.
SORU: İstanbul’da seçimin uzamasını neye bağlıyorsunuz? Maltepe’de seçim oy sayımlarının CHP tarafından öne sürülen şu… AK Parti ve MHP’nin kurul sayısını azaltmaya yönelik girişimleri olduğu… Buna dair neler söylemek istersiniz?
BİNALİ YILDIRIM: Orada önce bir CHP artırılmasına karşı çıkmış, sonra anladığım kadarıyla o fikrinden vazgeçilmiş. Bir hafta sonra artırılsın diye talepte bulunmuş. Ve orada artırılma işi usule uygun olmamış. YSK iptal etmiş. Şimdi yeni bir karar var. yani uzama konusu bizim yönettiğimiz bir konu değil. Başından beri bu seçimleri yöneten seçim kurulları. Partiler sadece orada temsil edilmektedir.
Az önce söyledik. Yalova itirazı 21 Nisan’da ancak sonuçlandırılabilmiş. Yalova 244 sandığı var İstanbul’un bir ilçesinden daha küçük. Dolayısıyla süreç YSK’nın denetiminde devam etmektedir.
SORU: İmamoğlu’nun isminin CHP’nin sitesinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak yazıldığı ortaya çıktı… İstanbul’da yeniden bir seçim kararı verilse, İstanbul teşkilatı yeni bir seçime hazır mı?
BİNALİ YILDIRIM: Demek ki CHP’de Ekrem Bey’in korosuna katılmış vaziyette. İsterse caddelere de yazsınlar. Yetmiyorsa dağa taşa da yazsınlar önemi yok. Kararı YSK verdiği andan itibaren o ünvanın bir anlamı vardır. YSK bu kararı vermeden yazmak görmemişliktir. En hafif deyimle budur. Bu da İstanbul’u yönetmeye talip bir insana yakışan bir durum değildir.
Az önce Mansur Yavaş örneğini verdim. Birisi nasıl davrandı? Diğeri nasıl davranıyor?
Teşkilatlar her zaman her şeye hazırdır. Teşkilatlarımızla ilgili bir sorun yok.
SORU: Seçim murdar oldu dediniz. Lehinize de sonuçlansa da sizin içinize sinmedi. Ola ki seçim yenilenirse; yine benzer sonuç olursa yeniden itiraz edecek misiniz? Ya da CHP itiraz ederse süreç nereye kadar varır?
BİNALİ YILDIRIM: Olmamış şeye, doğmamış şeye don biçmenin anlamı yok. Bunun yorumunu yapmak doğru olmaz. Şu anda içinde bulunduğumuz durum itiraz sürecinin işlediğidir. Onun dışında söyleyeceğimiz her şey bu kurumların yaptığı işe nezaketsizlik olarak görülmesi gerekir.
SORU: Diyelim ki biz yine seçime gittik. Tam güvenlikli seçim ortamı oluşturulabilecek mi? Bunun oluşturulması; Büyükçekmece’nin düzeltilmesi ve seçime gidilmesiyle çok uzun süreç geçmeyecek mi?
BİNALİ YILDIRIM: Yeni başkan belirleninceye kadar İstanbul’un bir başkanı var. İstanbul başsız değil. Günlük işleri, programları icra ediliyor. Henüz oluşmamış bir karar için konuşmak bir anlamda etki altına almak gibi de düşünülebilir. Olağanüstü itiraz yapılmadı. Yapılıp karar ne çıkacak bilmiyoruz. Varsayımlar üzerine bir fikir inşa etmek, bir kanaat oluşturmak çok sağlıklı bir sonuca bizi götürmez.
SORU: AA veri akışını kesmişti. AK Parti’nin bir araştırması var mı? Veri akışının kesilmesinin nedeni nedir?
BİNALİ YILDIRIM: Partiler, AK Parti de dahil seçimlerle ilgili değerlendirmelerini parti görevlilerinin sandıklardan getirdiği sandık sonuç ilgisine göre yaparlar. Yani YSK’ya göre partiler veri girişini daha hızlı yaparlar. Dolayısıyla YSK gayri resmi sonuçlar hakkında kamuoyuna bilgi vermeden, partiler zaten aşağı yukarı sonucun ne olduğunu bilirler. Dolayısıyla Anadolu Ajansı, bizim seçimleri idare eden bir ajans değildir. AA, kendi başına YSK da açıklamıştır. Anadolu Ajansı da kendi kendine habercilikte mesafe kat edebilmek saikiyle yaptığı bir çalışmadır. Neden kesinti olmuştur? Bunun cevabını verecek olan ben değil, Anadolu Ajansı olmalıdır diye düşünüyorum.
SORU: Büyükçekmece Nüfus Müdürü hakkında bir soruşturma var mı?
BİNALİ YILDIRIM: Benim bildiğim orada çalışan iki tutuklu var. İdari soruşturma devam ediyor. Nüfustaki tamamıyla ilgili idari soruşturma devam ediyor.
Biz haklarımızı aramakla sorumluyuz. Bize güvenip daha her türlü fedakarlığı yapıp gidip oyunu veren insanların şundan emin olmasını istiyoruz. Benim oyum yerini buldu… Kime verdiyse önemli değil. Bunu ortaya çıkartmak için biz olağanüstü bir gayret gösteriyoruz. Yoksa mesele başkanlık değil. Demokrasi, seçim birisi kazanacak. Diğerine düşen görev de onu takdir, tebrik etmekten ibarettir. Ben de bunu yapacağımı en başta söyledim. Keşke bu seçim, bu organize kötülüklerle anılan bir seçim olmasaydı. Son söyleyeceğim budur. Hepinize teşekkürler.
Göz Atmak İster misiniz?
“Etki Ajanlığı” yasa teklifi revize edilmek üzere geri çekildi
Kamuoyunda ‘etki ajanlığı’ olarak adlandırılan, “Devletin Güvenliği veya Siyasal Yararları Aleyhine Suç İşleme” maddesi geri …