Bayram günleri, dînî ve millî bakımdan çok önemli olan, milletçe hep birlikte sevinç ve huzur içinde kutladığımız günlerdir. Mübârek gün ve gecelerde günahlar affedildiği için, Müslümanlar bu zamanlarda sevinçli ve neşelidirler.
Müslümanların birbiriyle kaynaştığı, küs olanların barıştığı, fakir, fukara ve yetimlerin sevindirildiği, akraba ve tanıdıkların ziyâret edildiği bayram günleri, bütün İslâm mem-leketlerinde özel bir surette bugüne kadar kutlanarak gelmiştir.
Bayram günlerinde herkes, temiz giyinir. Çocuklara yeni elbiseler alınır. Fakir, öksüz ve yetimler sevindirilir. Ekseriya, Bayram namazından sonra kabirler ziyâret edilir, geçmişlerin, akraba ve din büyüklerinin rûhu için Kur’ân-ı kerîm okunur, duâ edilir ve sadakalar verilir. Daha sonra da, aile büyükleri, dost, akraba, arkadaş ve tanıdıklar ziyâret edilir. Çocuklar babalarının ve aile büyüklerinin, gençler de yaşlıların ellerini öperler. İslâmiyetin izin verdiği ölçüler içinde neşelenilir ve lâtifeler yapılır. Böylece, Müslümanların bir arada sevinme ve kaynaşma günleri olan bayramlarla, İslâm toplumunun kültür mirası olan güzel örf, âdet ve gelenekler nesilden nesile aktarılmış olunur.
Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” Medine’ye hicret edince, Medinelilerin câhiliye âdetlerinden kalma bayramları kutladıklarını görünce; “Allahü teâlâ size onlardan daha hayırlı iki bayram (Ramazan ve Kurban Bayramı) ihsan etti.” buyurarak Müslümanlara sevinç ve neşe günlerini bildirmiştir.
Ayrıca İslâm büyükleri, bir Müslümanın Allahü teâlânın emirlerine uyup, yasaklarından sakınarak, günah işlemeden, haram lokma yemeden geçirdiği günleri de bayram kabul etmişlerdir. Cennete gi-rildiğinde ise en büyük bayramdır.
Göz Atmak İster misiniz?
“Etki Ajanlığı” yasa teklifi revize edilmek üzere geri çekildi
Kamuoyunda ‘etki ajanlığı’ olarak adlandırılan, “Devletin Güvenliği veya Siyasal Yararları Aleyhine Suç İşleme” maddesi geri …