Kılıçdaroğlu ve Akşener Batı’ya mektup yazma yarışına girdi. Gazeteci Mehmet Acet, iki liderin daha açık oynadığına vurgu yaparak, tartışmaların izahını anlattı.
Rusya’nın Ukrayna işgalinin başlamasının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Türkiye’nin Batı eksenli bir politika izlemesine yönelik açıklamalar yapmıştı.
Kanal7 Ankara Temsilcisi ve Yeni Şafak Yazarı Mehmet Acet, iki liderin daha açık oynadığını belirtti. Acet’in, “Güçlendirilmiş parlamenter sistem zayıflatılmış hava savunma sistemi!” başlıklı yazısı şöyle:
Son günlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, Batı’ya selam göndermek, ‘mektup yazmak’ için birbirleriyle yarışmasına şahitlik ediyoruz.
Kılıçdaroğlu, Reuters Haber Ajansı’na verdiği demeçte, ABD’nin bile bir yere kadar sineye çektiği S-400 sistemi üzerinden mesajlar vermişti.
S-400 hava savunma sisteminin iade edileceği imasında bulunarak, “Kim için kullanacağız… Suriye mi, İran mı, Yunanistan mı? Bu sorunun cevabı şu ana kadar alınmış değil” demişti.
Hâlbuki sorunun doğru cevabı ‘D şıkkı’ oluyor.
Yani Kılıçdaroğlu’nun sıraladığı ya da sıralamadığı ülkelerin ‘hepsi’ için böyle bir kullanım ihtiyacı söz konusu olabilir.
Suriye, İran, Yunanistan yahut herhangi bir başka coğrafyadan gönderilebilecek balistik füzelere karşı Türkiye topraklarını korumak için alındı bu sistem.
S-400 SİSTEMİ TÜRK PERSONELİN KULLANIMINDA
Bir hatırlatma daha.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Afrika turu dönüşünde Kılıçdaroğlu’nun S-400’le ilgili sözlerini sorduğumuzda, hem o sözlere cevap teşkil edecek açıklamalar yapmış, hem de 2019 yazında Türkiye’ye getirilen ilk bataryanın durumuyla ilgili ayrıntılı bilgiler vermişti.
Erdoğan’ın o ifadelerinden şöyle bir alıntı yapalım:“S-400 neden alınmış!” O kadar açıklandı; sebepleriyle, sonuçlarıyla, süreciyle kamuoyu bilgilendirildi. Buna rağmen, böyle ifadeler kullanmak, bölgemizde olup bitenlerden, dünyadan bihaber olmanın bir sonucu.”
Erdoğan’ın o soruya verdiği cevaptan S-400’lerin;
1-NATO sistemine entegre edilmeksizin müstakil olarak kullanılacağı,2-Yalnızca Türk personel tarafından kullanılacağı,
3-Sistemde Rus personelin görev almayacağı teyit edilmiş oldu.
S-400’lerle ilgili birilerinin sandığının aksine, hangarda öylece beklemediği, kurulumunun tamamlandığı, testlerinin yapıldığı ve ihtiyaç durumunda kullanılabilir hale geldiğini de eklemiş olalım.
ABD DİRENCİ GÖRÜNCE DAHA İLERİ GİTMEDİ
Yukarıda ABD’nin Türkiye’nin S-400 kararını bir yere kadar sineye çektiğinden söz ettik.
Kastımız şu:
Washington yönetimi ilk parti S-400 alımından sonra kısıtlı bir yaptırımı hayata geçirdi.
Ama dikkat ettiyseniz orada durdular.Bu sistemi Rusya’ya iade edene kadar yaptırımların arkası kesilmeyecek türü şeyler söylemediler.Sonuç olarak kısıtlı yaptırım kararı karşılığında, Erdoğan’ın kararlılığını gördükten sonra bir yerde tedarik edilen ilk sistemin Türkiye’de kalmasına göz yummuş oldular.
Kılıçdaroğlu’nun S-400 açıklamaları ile ilgili tartışmalar sürerken, Ukrayna savaşı başladı.
Kemal Bey, savaşın başladığı gün, “Tarihin bana yüklediği bir sorumluluk var” diyerek Denizli programını yarıda kesip Ankara’ya döndü.
AKŞENER’İN AÇIKLAMALARI: TAKSİM PLATFORMUNUN TALEPLERİ GİBİ
Ukrayna işgalinin başladığı gün, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener sosyal medya üzerinden enteresan görüşler paylaştı.
Sıraladığı talepler, siyaset bilimci Murat Yılmaz’ın hatırlattığı üzere, Gezi Parkı olayları sırasında Taksim Platformu’nun sıraladığı şartlara benziyordu.
Taksim Platformu’nun sözcüleri, eylemleri bitirmek için Üçüncü Köprü’nün, Üçüncü Havalimanı’nın yapımının durdurulması gibi ilk bakışta ‘kelalâka’ diyebileceğiniz taleplerde bulunmuştu.
Ama o talepler, Gezi Parkı eylemlerinin arka planının anlaşılmasını kolaylaştırmıştı.
Akşener’in Ukrayna işgali başladıktan sonra sosyal medya üzerinden sıraladığı görüşler de bunlara benziyordu.
Neler söylüyordu Meral Hanım?
Şunları söylüyordu:
1-Türkiye, Rusya ile kurduğu asimetrik ilişki modelinden sıyrılmalı,
2-Kendisini kırılgan hale getiren S400’lerden acilen kurtulmalı,
3-Akkuyu Nükleer Santrali’ni derhal millileştirmeli,4-Bölgesel istikrara risk oluşturabilecek Kanal İstanbul projesini durdurmalıdır.”
Rusya’yla ilişkileri bitirip, yüzümüzü bütünüyle Batı’ya dönelim çağrısından başka bir anlam ifade etmiyor bu talepler.
İYİ Parti liderinin, Kılıçdaroğlu’nun balistik füzelerin havada uçuştuğu bir ortamda, kurulumu tamamlanmış, ABD ile ikili ilişkiler bahsinde soğutulmaya alınmış olan S-400 sistemiyle ilgili tartışmaları tekrar canlandırmasının ancak şöyle bir izahı olabilir:
Türkiye’nin seçimlere doğru ilerlediği bir ortamda, Batı cenahından esen rüzgârları kendi lehlerine kullanma çabası.
İki isim arasında çözülememiş anlaşmazlıkların, cumhurbaşkanı adaylığı gibi kritik konularda varılamamış mutabakatların olduğu düşünüldüğünde, her iki ismin de o desteği alabilmek için daha açık oynamak zorunda kaldıkları ve tercihlerini daha açık şekilde belli etme çabası içinde oldukları görülebiliyor.