Fahiş fiyat artışlarına eleştiri yapan MHP Lideri Devlet Bahçeli, bu artışların arkasında Türkiye’den intikam almak isteyen mihrakların olduğunu belirtti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme yönelik açıklamalarda bulundu.
Bahçeli’nin gündeminde, kiralardan gıdaya kadar uygulanan haksız fiyat artışları yer aldı. Haksız kazanç elde etmek adına fahiş fiyatlar veren ev sahiplerini ve gıda sektörünü eleştiren Bahçeli, Türkiye’den intikam almak isteyen mihraklar olduğunu vurguladı.
“Cebini doldurmaya çalışanları rezil edeceğiz”
Bahçeli’nin konuya ilişkin açıklamasında, “Fiyat artışlarının önünü arkasını incelemek durumundayız. Fiyat artışlarının geri planında Türkiye’den intikam almak isteyen mihraklar vardır.
Kiralardaki haksız, hukuksuz artışların sorarım sizlere gerçek sebebi nedir? Asıl gayesi nedir? Vatandaşlarımızı mağdur haline getiren, zincir marketlerde peynirden yumurtaya, etten süte kadar fiyat etiketlerinin kabarmasına yol açan kimler varsa suçludur, sahnelenen kirli oyunun parçasıdır. Kiralardaki yükselişe sessiz kalamayız, konut fiyatlarındaki yükselişleri atıl vaziyette seyredemeyiz. Vahim artışları sınırlandırmak, taleplerine kulak vermek mecburiyetindeyiz.
Haksız kazanç peşine düşen fırsatçıların elbette yakasından tutmalıyız, bedelini de ödetmeliyiz. Denetimleri sıklaştırarak utanmazları hem deşifre hem de rezil etmeliyiz. Buna tamam demeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz.” ifadeleri yer aldı.
“Gaz yağı yokken haşhaş yağı kullanılan yıllar aklımızdan çıkmamıştır”
Tarihten ders alındığını belirten Bahçeli, “Türk milleti sahte demokratlara aldanmayacak, aldırmayacaktır. Mazisinde karneyle ekmek verilen hüzün dolu yılların olduğu CHP’nin ve başındaki zatın konuşmaya yüzü bile yoktur. Milletimizin ve devletimizin yanında sapasağlam yerimizi alacağız.
Tasarlanmış kahramanlıklara karnımız toktur. Gaz yağı yokken haşhaş yağı kullanılan yıllar aklımızdan çıkmamıştır. Biz tarihten dersimizi aldık. Sabırla, sebatla, metanetle, dayanışmayla, bir ve beraberce zorlukları aşacağız. Kavga ve kutuplaşmadan beslenen firavunları Allah’ın izniyle mahcup edeceğiz.” dedi.
“MHP, hükümetimizin alacağı her kararın destekçisidir”
Bahçeli’nin açıklamalarının devamında şu ifadeler yer aldı: “Milletimizin refahından rahatsızlık duyan Türkiye düşmanları dört bir koldan harekete geçmektedir. Ekonomik geleceğimiz maalesef yaylım ateşine tutulmuştur. Hükümet tedbir üstüne tedbir almaktadır. Konu, ekonomik beka konusudur. MHP, hükümetimizin alacağı her kararın destekçisidir. Bir elin nesi varsa Cumhur İttifakı’nın iradesi vardır, şer odaklarının alayını birden karşılamaya kudretimiz yetecektir.
“Vatandaşın kesesine dokunan fiyat artışını incelemek zorundayız”
Türkiye sevdamızdan ödün vermeyeceğiz. Vatandaşlarımızın kesesine dokunan, mutfağına dinamit koyan, şikayetlerinin yaygınlaşmasına neden olan fiyat artışlarının önünü-arkasını incelemek zorundayız. Türkiye’yi ekonomik olarak zora sokan, alım gücünü zayıflatan planın geri planında mihraklar vardır ve açıkça meydandadır. FETÖ, bu kumpasın tam ortasında bulunan bir maşadır. FETÖ’cüler, sıcak para çeteleri, bunların yerli uzantıları, küresel tefeciler, ekonomik tetikçiler, Türkiye’nin ekonomik olarak köşeye sıkışması amacıyla faaliyet içindedir.
Abdülhamit tartışmaları
2023 aynı zamanda istikbal hedeflerimizin ileriye taşınmasını sağlayacak tarihi bir eşiktir. 1877 ve 1878 Osmanlı-Rus savaşında Yeşilköy’e kadar gelen güçlerin komutanı şu telgrafı göndermişti: ‘Bizi durduracak hiçbir kuvvet yok, İstanbul’a girmek için izninizi bekliyorum’ Her gün bir yerinden yara alan Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetim kademesinde sorumsuz, işbirlikçilik anaforuna kapılmış yöneticiler de vardı ve biliniyordu. Devşirilmiş bir kısım devlet ricali makus çöküşe hizmet etmişlerdi. Şu mutlak gerçeğin altı da çizilmelidir ki hiçbir padişah asla ve katta kendi çıkarını devletinin ve milletinin çıkarı üstüne görmemiştir. Oğuz soyundan kesinlikle hain çıkmamıştır. Abdülhamid’i kimler sevmiyorsa, kuyruk acısını kimler çekiyorsa onlara dikkat edeceğiz. Çünkü onlar Batı’nın içimize yuvalanmış etki ajanlarıdır.
Abdülhamit Han’ın seveni kadar sevmeyeni de vardır. Abdülhamit’i Ermeni çeteciler sevmez, sömürgeciler sevmez, casuslar sevmez, Türk ve İslam düşmanları hiç sevmez. Madem tarihi bilmezler o halde ne diye gerçeğe kara çalmaya kalkarlar. Gafiller ne istiyorlar tarihimizden. Bilmedikleri, bilemeyecekleri büyüklerimizi hangi bilgi ya da belgelerle itham ederler. Merhum hünkarımız Abdülhamit Han şöyle demişti: ‘Mutlaka kendi fikrimin de kabul olunmasını istemedim. Benim fikrim bu meselede şu merkezdedir, siz de müzakere edin, kabul ederseniz icra edersiniz’ Her zaman mert oldu, namerdin oyununu bozdu. 2. Abdülhamid’i ilk savunan değerli şahsiyet merhum Hüseyin Nihal Atsız’dır. Merhum Atsız açık açık diyordu ki ‘Abdülhamid biçareliğin tersi neyse odur’
“Biz ecdadımıza dil uzattırmayız”
Biz ecdadımıza dil uzattırmayız, tarihimize laf ettirmeyiz, devşirmelere akıllarını başlarına devşirmelerini tavsiye ederiz. Sudan sebeplerle karşı karşıya getiren kanı bozukları asla affetmeyiz. Osmanlı İmparatorluğu bizimdir, Türkiye Cumhuriyeti bizimdir, Atatürk bizimdir, Abdülhamid Han da bizimdir. Atatürk, Ankara ise; Abdülhamid Han, İstanbul’dur. İkisini birbirinden ayırmak ne mümkün. Dedelerimize hakaret edenler zillettedir. Atatürk’ü seven Abdülhamid’i de sever. Birisini diğerinden üstün tutan bataktadır. Geçmişte yaşamış her kim varsa duygularımızla değil, bugünün ölçüleriyle değil kendi zamanlarının şartlarıyla değerlendirmeliyiz. Muhterem büyüklerimizi, büyük ceddimizi anıyorum, Rabbim her birisinden razı olsun diyorum.
İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girme talebi
ABD Başkanı Biden bu iki ülkeyle sıcak ilişki halindedir ve tam destek açıklaması yapmıştır. Çünkü ABD ve İsveç arasında savunma, istihbarat ve askeri alanlarla köklü işbirliği süreci uzun bir süredir devrededir. Laf kalabalığı vardır ama sonuç yoktur. Asıl gündem Türkiye’nin endişesini görüşmek değil kalıcı olarak gidermektir. İsveç, PKK’nın önde gelen silah tedarikçileri arasındadır. Dökülen şehit kanlarında İsveç ve Finlandiya’nın parmak izini nasıl yok sayacağız? Hala sokaklarında teröristleri gezdiren bu devletlere nasıl anlayış göstereceğiz? İsveç bölücü terörün Kuzey Avrupa’daki kumanda odasıdır. İkinci Kandil Dağı, İsveç’tedir. Uzaktan bakılınca eline vurup ekmeğinin alınacağı bir ülke olduğumuzu mu zannetmektedirler. Türkiye’ye silah ambargosu uygulayan sabıkalı ülkelerle bir ve beraber olmamız akıl harcı mıdır? İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine engel çıkınca Türkiye’nin risk birimi 14 yılın üzerine çıkmıştır.
Türkiye’nin sessiz kalması mı amaçlanmaktadır? Bu edepsizliği, bu tavrı görmezden mi gelelim? Buyurun emiriniz neyse onu yapalım mı diyelim? Türkiye, sömürgeleşmiş bir ülke olamayacaktır. Hiç kimse Türkiye’yi tehdit etmeye yeltenmesin. İsveç hükümeti terörizme mali imkan sağladı, yaralı hainleri tedavi ettirdi, Başbakan’ın bile göreve gelmesinde terör uzantılarının dahli görüldü. Türk milleti bu zillete nasıl tamam diyecek? Türk milletinin terazisi bu melanet ağırlığı nasıl çekecek?”