MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Orduya satılmış demek bir defa vatana ihanettir. Hiç kimse bu katıksız ihanete demokrasi maskesi takmasın.” açıklamasında bulundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli,”Habertürk’te, CHP milletvekili tarafından orduya düşmanlık yapıldığı an ve esnada programa hemen ara verilebilirdi, moderatör tarafından muhatap şahıstan özür dilemesi ısrarla, inatla ve sabırla istenebilirdi. Ama olmadı, yapılmadı, buna tenezzül bile edilmedi.” dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, CHP’li vekilin skandal sözlerine ilişkin “Orduya satılmış demek bir defa vatana ihanettir. Hiç kimse bu katıksız ihanete demokrasi maskesi takmasın.” ifadelerini kullandı.
Bahçeli’nin sosyal medyadan yaptığı açıklama şu şekilde: 28 Kasım 2020 Cumartesi günü, Habertürk Televizyonu’nda yayımlanan “Gerçek fikri ne” adlı programda CHP’li bir milletvekili Türk ordusuna alenen hakaret etmiş, Katar’a satıldığını açıkça ifade ve iddia etmişti.
Bu düşman üslubunun tavzihi ve tevili elbette mümkün değildir. Bu programda kimin ne söylediği, nasıl bir duruş gösterdiği bilinmektedir. Moderatör, Türk ordusuna “Satılmış” diyen işbirlikçi CHP’liye beklenen itirazı yap(a)mamış, cılız ifadelerle durumu geçiştirmiştir. Hatta çarpıcı bir ifade diyerek tartışmaya istikamet çizmiştir. Müteakiben Türk ordusuna yapılan ağır hakaretle ilgili Habertürk adına ne Turgay Ciner’den ne de bir başkasından sadra şifa nitelikli üzüntü mesajı paylaşılmamıştır. Üstelik yapılacak programlara davet edilecek isimlerle ilgili daha titiz hareket edileceği sözü verilmemiştir. Şerefli ve kahraman Türk ordusuna satılmış diyenleri unutmayacağız, bu iğrençliğe paravanlık ve payandalık yapanları unutturmayacağız. Demokrasinin ardına saklanıp Türkiye’yi devirmeye azmetmiş kan içici kenelere, önemle ifade ediyorum ki, müsaade etmeyeceğiz.
Habertürk’te, CHP milletvekili tarafından orduya düşmanlık yapıldığı an ve esnada programa hemen ara verilebilirdi, moderatör tarafından muhatap şahıstan özür dilemesi ısrarla, inatla ve sabırla istenebilirdi. Ama olmadı, yapılmadı, buna tenezzül bile edilmedi. Orduya hakaretler bir bir sıralanırken çıtını çıkarmayan şarlatanlar, RTÜK kararından sonra neredeyse karalar bağlamışlar, ağıtlar yakmışlar, özgürlük cambazlığı sahnelemeye başlamışlardır.
RTÜK kararına saygı duyulmalıdır. Elbet üst kurulun kararına karşı yargı yolu açıktır. Öyle bir noktaya gelindi ki, tek suçlu, tek kusurlu, tek günahkâr RTÜK gibi takdim, tayin ve teşhir edildi. Bu bir akıl tutulmasıdır. Bu faşist bir dayatmadır. Bu namert bir tertiptir. Orduya satılmış diyeni konuşan yok, ancak RTÜK’e saldıran pek çok! Çarpıklık işte buradadır. Zannederseniz basın ve haber alma özgürlüğünün güvenlik duvarları yıkılmış, sanki ülkemiz karanlık bir çıkmaza hapsolmuş, reform umutları çuvallamıştır.
Orduya satılmış diyenleri görmeyen; bu şerefsizliğe itiraz etmeyen bana göre ne hukuktan ne de milli haysiyetten bahsetsin. Bir konunun yalnızca bir tarafını görmek veya göstermek, hiçbir şey görmemek, görememektir. Kahraman Türk ordusuna satılmış diyenlerin rezaleti ortalık yerde duruyorken, özgürlük gitti gidiyor çığlıkları atanlar Türkiye’nin karşında mevzilenmiş iç işgal ve zillet cephesidir. CHP Genel Başkanı’nın orduya hakareti görmezden gelip müstevli postacısı milletvekilini savunması, kiralık kalem sahiplerinin RTÜK Kararı’nı “Tek seslilik, demokrasi ayıbı, sopa gösterilmesi, reform inancını sarstı, hakaret” gibi ifadelerle eleştirmeleri zalimlerin fermanıdır.
Şerefli ve kahraman Türk ordusuna satılmış diyenleri unutmayacağız, bu iğrençliğe paravanlık ve payandalık yapanları unutturmayacağız. Demokrasinin ardına saklanıp Türkiye’yi devirmeye azmetmiş kan içici kenelere, önemle ifade ediyorum ki, müsaade etmeyeceğiz. Bu hesabı soracağız.