“Siyasette neler oluyor?” dedirten gelişmeleri merak edenimiz yok sanırım. Çünkü merak edilmiş olsaydı kıyamet kopardı. Türkiye’nin Suriye ve Libya’ya operasyon yapacağı sırada siyasete operasyon çekiliyor. Ak Parti’ye yargı üzerinden Gezi olaylarıyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, İYİ Parti’ye de Abdullah Gül karşıtı olarak bilinen Meral Akşener’e resmen operasyon çekiliyor.
Yaklaşık 7 yıldan beri yargıyı işgal eden ve ülkeyi 100 milyar doların üzerinde zarara uğratan, kamu mallarını talan eden çalışma ofisinde çalışan dönemin başbakanına urgan atan, seni bu meydanda asacağız diyerek nara atan teröristleri, yargının bu terörist eylemleri suçsuz bulan kararı ve zamanlaması çok manidar değil mi?
Düşününüz mahkeme skandal bir karar ile İstanbul’u yakıp-yıkan gezi olayları ayaklanmasını devlete ve siyasi otoriteye başkaldırma olmadığına hükmediyor. Bu eylemlerin barışçıl ve sadece bir ağaç tepkisi olduğuna hükmediyor. Şimdi İstanbul’u yakıp-yıkan gezi olayları gerçekten çevreci ve barışçıl bir eylem olarak görmek doğru mudur? Vicdan ehli olanlar sormazlar mı ki madem bu devlete ve siyasi otoriteye karşı bir halk hareketi değildi, olay tamamen ağaç meselesiydi o zaman bu davayı niye bu kadar uzattınız? Devlet malını yakıp yıkanlar, siyasi otoriteye urgan atanlar, ülkeyi iç kargaşaya sürüklemek için ağaç üzerinden kaos çıkartıp algı operasyonu başlatanlar bu kadar masum muş ha. Yazıklar olsun bu karar imza atanlara, devlet malına zarar verenleri terörist olarak görmeyenlere. Devletin bekası için yargı kararlarından uzak durduğuna inandığımız siyasi otoriteye “Yargı Ak Partileşti” diyenler şimdi size sorarım. Devlet ve millet düşmanlarını sevindiren bu karar için yargı kimin eline geçti diyeceğinizi çok merak ediyorum doğrusu. İşte görülüyor ki, düşman güçlere ve devletin bekası için güçlü duran yönetimi kamu vicdanında zayıflatmak için yargı yoluyla Ak Partiye operasyon çekildi.
Kriz ve kaos severler bununla yetinmeyerek İyi Parti Lideri Meral Akşener’e de operasyon çekiyor. Abdullah Gül karşıtı olarak bilinen Meral Akşener’in partisini bir tabela partisine dönüştürmek için düğme basıldı. Millet ittifakının tarafları ve ortakları ilk günden beri belliydi. Yani CHP’nin İyi Parti ve HDP ile birlikte Cumhur İttifakına karşı hareket ettikleri öteden beri biliniyordu. Bundan rahatsızlık duymayan ancak bugün istifalarını haklı sebeplere bağlamak isteyen vekilleri de sorgulamak lazım. İyi Parti’den istifa eden vekillerin Ali Babacan’ın kuracağı partiye geçeceği yolunda ciddi itham ve iddialar var. Hatta Hayrünisa Gül’ün de Babacan’ın kuracağı partinin kurucular kurulu listesinde adının geçtiği iddia ediliyor. Operasyoncular boş durmuyor. Dün CHP’ye ve MHP’ye kaset yolu ile operasyon çekenlerin kimler olduğunu bilmeyenimiz yok gibidir.
Deniz Baykal’ı kaset yolu ile alaşağı eden zihniyet, MHP Lideri Bahçeli’yi devirmek için bin bir entrikalara baş vurmasına rağmen partiyi ele geçiremediler. Aynı zihniyet şimdi Ali Babacan’ın partisini güçlü kılmak ve hazine yardımı almasını sağlamak için İyi Parti’ye operasyon çektikleri bütün çıplaklığı ile ortadadır. Nitekim aynı zihniyet Meral Akşener’in hazine yardımı almasını sağlamak için hülle yoluyla milletvekili transferi yapmadılar mı? Bu hilelerin ve millet iradesini satanların, millete rağmen siyasete operasyon çekenlerin önünü tıkamak için İktidar partisine büyük görevler düşmektedir. Nedir o görevler diyecek olursanız o da şudur: Millet iradesine, mensup oldukları siyasi partinin seçmenlerine ihaneti durdurmak adına istifa yolu açık olmak kaydı ile başka partilere bir dönem geçmeme engeli getirmek. Yoksa her önüne gelen bir hülle partisi kurup hazineden yardımı alıp keyif çatacaklardır.
Bu millet Çanakkale’de olduğu gibi her devirde bedel ödedi ve ödüyor. Artık Devir Türk asrı olmalıdır. Siyasi iktidar ve ülkenin kalkınmasını isteyen her kesim kaos ve kriz severlerin iştahını kabartan bütün kanuni, siyasi, ahlaki boşlukları ve açıkları alacakları hukuki kararlarla tıkamalıdır. Yoksa bunların ıslah olacakları yok.