ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) için çalışan ABD merkezli düşünce kuruluşu RAND Corporation’ın geçtiğimiz günlerde Türkiye ile ilgili hazırladığı yeni rapor gündemdeki yerini koruyor. ‘Darbe’ söylentileriyle gündeme gelen raporla ilgili Hürriyet Gazetesi Yazarı Nedim Şener, madde madde sıralayıp çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
CIA’in yan kuruluşu olarak bilinen RAND Corporation tarafından ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) için hazırlanan rapor, daha çok “darbe” söylentileriyle gündeme geldi. 15 Temmuz darbe girişimiyle FETÖ’cülerin tasfiye edilmesinden rahatsız olan Amerika’nın, Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinden Türkiye ile ilişkilerinin yeniden geliştirilmesine odaklanan raporda, bunu sağlamak için de Türkiye siyasetiyle ilgili alternatif senaryolar üzerinden 10 yıllık bir perspektif oluşturulmuş.
Nedim Şener’in yazısı şu şekilde; O yüzden, siyasi gelişmeleri takip edenler için gelecek 10 yılda ABD’nin Türkiye hakkında yazdığı senaryoları, kesilerek saklanması, yani başımıza gelecekleri takip açısından köşeme taşıyorum. ‘Türkiye’nin Milliyetçi Rotası: ABD-Türkiye Stratejik Ortaklığı ve ABD Ordusu İçin Çıkarımlar’ isimli rapordaki dört senaryo şunlar:
1. SENARYO
Zor ortak: Türkiye zorluk çıkarmaya devam eden ve ara sıra bocalayan, ancak NATO üyesi olarak ortak harekâta ve güvenlik konularına destek vermeye devam eden bir ülke olacaktır. AB ve ABD ile ilişkilerde etkileşim devam edecek, ancak ilişkilerdeki sorunlar çok fazla gerilime mahal vermeden çözüme kavuşturulacaktır.
2. SENARYO
Yeniden dirilen demokrasi: Muhalif bir politik lider veya muhalefet ortaklığı 2023 seçimlerinde mevcut iktidara üstünlük sağlayarak 2017 yılında gerçekleşen anayasa değişikliklerini iptal edecek ve daha Batılı dış ilişki ve güvenlik politikası edinecektir. Bu durum ABD ve Avrupa’nın politika ve güvenlik anlayışında Türkiye ile ilişkilerini geliştirmesine öncülük edecek, Türkiye ile Arap dünyası, İsrail ilişkileri gelişecek, Kürt ve Kıbrıs sorunlarında yol kat edilecektir.
3. SENARYO
Stratejik dengeci: Türkiye, NATO müttefikleri ve Avrasya bloğunda yeni oluşan ortaklıkları (Rusya, İran ve Çin) arasındaki dengeyi daha açık şekilde sağlayacaktır. Bazen Batıyı destekleyecek ancak çoğunlukla değişken koalisyonların parçası olacaktır. Bu strateji, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2018 seçim manifestosunda yer almaktadır ve AKP ile MHP’li politikacıların dünya görüşünü yansıtmaktadır. Uzun vadede Türkiye için risk taşımaktadır ve bu risk ABD’nin Rusya, İran ve Çin’e karşı caydırıcılık ve savunma gayretlerini zorlaştıracaktır. Bu varsayımsal gelecek AB ve ABD ile süregelen problemlerin çözüme kavuşturulmaması durumunda daha olasıdır.
4. SENARYO
Avrasyalı güç: AB ve ABD ile karşılıklı güvensizlik ve politika farklılıkları kırılma noktasına ulaşırken, Türkiye NATO’dan resmi olarak ayrılacaktır ve Avrasya ve Ortadoğu’da gelişmekte olan ortaklıkları ile daha yakın ilişkiler kuracaktır. Bu varsayımsal gelecek, soğuk ve daha muhalif yaklaşımların sonucu olacaktır ve beraberinde askeri çatışma riski barındırmaktadır.
HER ŞEY AMERİKA’NIN ÇIKARLARI İÇİN!
Tüm inceleme konuları ışığında, Türkiye-ABD ilişkilerinin gelecek on yılda alacağı şeklin ABD yararına olması için neler yapılması gerektiği de şöyle anlatılmış:
“A) ABD, Türkiye ile son yıllarda yaşanan rahatsız edici gelişmelere karşı tampon oluşturmak amacıyla uzun vadeli bir strateji takip etmelidir. ABD aynı zamanda, eğer demokratik bir muhalefet ortaya çıkar ve Türkiye’yi daha işbirlikçi müttefik ve güvenilir bölgesel ve küresel ortak olma yolunda yeniden yapılandırırsa, gelecek on yılda ortak çıkarlara uyma konusunda işbirliğini sürdürecek girişimlere ihtiyaç duyacaktır.
B) ABD ve Türkiye’nin Suriye’deki görüş farklılıklarını ortadan kaldırmak amacıyla, ABD’nin Türk müttefikleri ve Kürt ortaklarıyla kıvrak diplomatik görüşmeler ve daha fazla politika ayarlamaları yapması gerekir.
‘İNCİRLİK ÜSSÜ’NÜ KAYBEDEBİLİRİZ’
C) ABD ve NATO askeri güçlerinin Türk Silahlı Kuvvetleri ile sürekli ortak harekât icra etmesi Rusya’nın Türkiye üzerindeki etkisine karşı denge sağlayabilir.
D) ABD savunma planlayıcıları, geçici veya kalıcı olarak İncirlik Hava Üssü ve Türkiye’deki diğer ABD ve NATO tesislerinin kullanımını kaybetmeye hazır olmalıdır.
E) Türk Milli Savunma Bakanı’nın artan önemi göz önünde tutularak, ABD ordusu ile Türk Genelkurmay Başkanlığı komuta kademesi arasındaki diyalog arttırılmalı ve ABD-Türkiye Üst Düzey Savuma Grubu’nu yeniden canlandırmak amacıyla daha fazla güç sarf edilmelidir.
F) ABD ordusu, Türkiye’nin Milli Savunma Üniversitesi’nin müfredatını oluşturmaya yardımcı olma yollarını araştırmalıdır. Böylelikle Türkiye’nin subaylarını ABD okullarına göndermeye devam etmesi sağlanmalıdır. Bu durum uzun vadede Türkiye ile sivil-asker işbirliğinin gelişmesine yardımcı olacak ve Türk ordusunun geleceğine, ABD ve NATO ile ortaklığı ve uyumunu güçlendirme kapsamında yön verme konusunda etkili olacaktır.”
Amerika’nın planı bu. Onların ne yazdığı değil, bu senaryolara karşı Türkiye’nin ne yapacağı önemli.
Göz Atmak İster misiniz?
CHP’li 2 belediyeye usulsüz harcama soruşturması!
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki bazı etkinliklerde usulsüz harcama yapıldığı ve kamu zararına …