ABD´de yaşayan 3 bilim insanı Prof. Dr. Aykut Üren, Prof. Dr. Mihri Özkan ve Doç. Dr. Ebru Oral ABD Ulusal Mucitler Akademisi (NAI) üyeliğine seçildi. ABD Ulusal Mucitler Akademisi (NAI) tarafından dünyanın dört bir yanından seçilen 168 akademik mucit arasında 3 Türk de yer aldı.
Ulusal Mucitler Akademisi (NAI), yaşam kalitesi, ekonomik gelişme ve toplumun refahı üzerine olağanüstü buluşlar gerçekleştiren yılın akademisyenlerini açıkladı. Dünyanın dört bir yanından seçilen 168 mucit akademisyen arasında, çalışmalarına ABD’de devam eden 3 Türk de yer aldı.
Georgetown Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Aykut Üren, California Üniversitesi Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mihri Özkan ve Massachusetts Hastanesi Harris Ortopedi Laboratuvarı Yardımcı Direktörü Doç. Dr. Ebru Oral, araştırmaları nedeniyle NAI 2019 akademisyenler listesine seçildi. Akademinin “Oscar”ı olarak da bilinen NAI listesine giren Üren, Özkan ve Oral, AA’ya açıklamalarda bulundu.
“NAI’NİN ÇALIŞMALARIMIZA DEĞER VERMESİ ÇOK SEVİNDİRİCİ”
Prof. Üren, NAI Fellow programına seçildiğini duyunca çok sevindiğini belirterek, “Gerçekleştirdiğimiz bütün buluşlar takım çalışmasının sonucudur. NAI grubuna seçildiğimi bildiren notu aldığımda gerçekten çok sevindim ve laboratuvar ekibim adına gurur duydum.” dedi.
Ankara’da doğup büyüdüğünü ve çocukluğundan beri bilim adamı olmak istediğini belirten Üren, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinde öğrenciyken yaz tatillerinde ABD’de Milli Kanser Enstitüsü’nde gönüllü olarak çalışmaya başladığını anlattı. 1994 yılında post doktora için geldiği ABD’de 25 yıldır kanser üzerine araştırmalarını sürdüren Üren, şöyle devam etti:
“Benim laboratuvarımda daha çok çocuklarda ve gençlerde görülen kemik ve kas kanseri üzerine çalışıyoruz. Ewing sarkomu, östeosarkom ve rabdomyosarkom adı verilen kanser türlerine özel hedeflenmiş tedavi yöntemleri geliştirmek için çaba gösteriyoruz. Ewing sarkomu için geliştirdiğimiz ilaç şu an klinik çalışma aşamasında. Faydası ispatlanabilirse, resmi onayı alınacak ve klinik kullanıma girecek. NAI’nin bu çalışmalarımıza değer vermesi çok sevindirici.”
Üner, bilimsel buluşların ürüne dönüştürülmesinin hem ekonomik değer kazandırdığını hem de yeni bilimsel çalışmaların doğmasına yol açtığını belirterek, “O yüzden genç araştırmacı arkadaşlara akademik değerlerini kaybetmeden, her zaman yaptıkları çalışmaların gerçek hayata uygulanmasını sorgulamalarını öneririm.” tavsiyesinde bulundu.
Zamanının büyük bölümünün kanser araştırmaları ve tıp fakültesinde eğitim vermekle geçirdiğini belirten Üner, öğrencileri tarafından defalarca “yılın hocası” seçilerek Altın Elma ödülü aldığını, zamanla ödüllerin sayısı artınca en son artık kendisine Altın Elma Bahçesi ödülü verildiğini ekledi. Üner’in şimdiye kadar 11 patentli buluşu ve 110’dan fazla yayınlanmış bilimsel makalesi bulunuyor.
“ENERJİ VE İKLİM DEĞİŞİMİ 21. YÜZYILIN EN ÖNEMLİ PROBLEMLERİ”
Prof. Özkan ise Stanford Üniversitesi’ne Yüksek öğrenim için geldiğini ve 30 yıldır Amerika’da yaşadığını aktardı. 19 yıldır elektrik mühendisi profesörü olan Özkan, yeşil teknoloji ve iklim değişikliği üzerine yaptığı çalışmaları nedeniyle NAI listesine seçildiğini belirtti. Özkan, temiz ve yenilenebilir enerji ile enerji depolama konularında yoğunlaştığını anlattı.
NAI listesi seçiminin çok zor ve rekabetçi olduğunu vurgulayan Özkan, “Haberi aldığımda çok şaşırdım ve bir o kadar da sevindim. Bizim üniversitenin 112 yıllık tarihinde bu ödülü alan ilk mühendis bayan akademisyen olmanın mutluluğunu yaşıyorum.” ifadelerini kullandı. Özkan, “Bu onur, akademisyenler için OSCAR ödülü gibidir.” dedi.
“Enerji ve İklim Değişikliği 21’inci yüzyılın en büyük problemleridir” diyen Özkan, şunları söyledi: “Geri dönüşümlü malzemelerin, tarımsal atıkların, yenilenebilir malzemelerin batarya yapı malzemelerine dönüştürülerek hem çok randımanlı hem de ucuz bataryaların yapılması, karbon emisyonunun azalmasında çok önemli bir faktör. Bu konuda üniversiteye 76 inovasyon başvurusunda bulunduk. NAI çalışmalarımızı insanlığın geleceği ve kaliteli bir hayat sürdürebilmesinde çok önemli olduğuna inanıyor. Geliştirdiğimiz teknolojilerin ülkenin ekonomisine büyük katkılar getireceğini düşünüyor. Yılların emeği olan çalışmalarımızın NAI gibi en yüksek bir kurum tarafından tanınması ve ödüle layık bulunması yorucu çalışmalarımızın değdiği hissini veriyor.”
Akademik kimliğinin yanı sıra kendini çevre ve iklim aktivisti olarak da tanımlayan Özkan, bu konuda yaptığı aktif çalışmalar nedeniyle üniversite ve değişik kurumlar tarafından kendisine “İklim Eylemi Profesörü”, “Değişimci” ve “İnsanı Yıldız” gibi unvanlar verildiğini de aktardı.
Doç. Oral da İstanbul’daki Boğaziçi Üniversitesinden mezun olduktan sonra 21 yıl önce Amerika’daki Purdue Üniversitesi’ne doktora yapmak için geldiğini ve o zamandan beri ABD’de yaşadığını aktırdı.
Son 15 yıl içinde eklem protezlerine ilişkin yaptıkları buluşlardan dolayı NAI listesine seçildiğini belirten Oral, “Bu seçim büyük bir onur ve bu hem benim için hem de benimle bu konuda çalışan bütün bilim insanlarının eseri.” dedi.
Oral, gençlere, “alabilecekleri en iyi eğitimi almaları, zamanlarını iyi kullanarak öğrenmeye devam edecekleri, kendilerini geliştirebilecek ortamları ve insanları bularak geçirmeleri” tavsiyesinde bulundu.
Güney Florida Üniversitesi tarafından 2009 yılında kurulan NAI, her yıl dünya çapında inovasyon konusunda öne çıkan akademik mucitleri seçerek onurlandırıyor.
NAI’nin internet sitesinde, NAI üyelerinin şimdiye kadar 41 bin 500’den fazla patente sahip olduğu, bunların da 11 binden fazla lisanslı teknoloji ve şirkete, 36 milyondan fazla da istihdama neden olduğu belirtiliyor. Bunlar üzerinden de şimdiye kadar toplam 1,6 trilyon dolarlık gelir elde edildiği vurgulanıyor.